Samuraylar, Japon kültür mirasının en kalıcı sembolleri arasındadır, bu yüzden şaşırtıcı olmayan bir şekilde çoğu samurayın Japon olduğu görülmüştür. Fakat Japon olmayan samuraylar da vardır. Batı’daki en ünlü örneği, 1600’de Japonya’ya gelen ve sonunda samuray olmak için seviyeler atlayan İngiliz denizci William Adams (1564-1620)’dır.
Yasuke adındaki bir Afrikalı, muhafız rolünü üstlendikten sonra Japon Daimyo Oda Nobunaga (1534-1582) tarafından samuray haline getirilmiş en şaşırtıcı samuray örneklerinden birisi olabilir.
Yasuke, 1579'da Jesuit misyonerleri tarafından Japonya'ya getirildi ve asil Japonların dikkatini çekti ve ilgisini kazandı.
Yasuke’nin Samuraylığa Doğru Yükselmesi
Yasuke’nin kökenleri gizemle kaplanmış durumda. Muhtemelen 1555-1566 arasında doğdu, ama bu kesin değil. Bir kaynakta Mozambique’den Makura olduğu söylenirken, Angola veya Etiyopya'dan olduğu da ileri sürüldü. Ayrıca Portekiz'de, Avrupa kökenli bir köle olmuş da olabilir.
Kökeni her ne olursa olsun, Yasuke ilk olarak 1579'da, Jesuit misyoneri: Alessandro Valignano'nun Japonya’da kurulan heyetlerini ziyaret etmek üzere Japonya'ya gelen bir görevli olarak ortaya çıkar. Yasuke muhtemelen bir köleydi. Yasuke’nin siyah teninin yerli Japonların ilgisini çektiğini ve birçoğunun onu Jesuits’in Kyoto’da yaptırdığı kiliseyi görmeye geldiğini iddia ediyorlar. Bu karmaşa Daimyo'nun ilgisini çektiği gibi dışarıdan bir izleyici olan Lord Nobungaya’nın da ilgisini çekti.
(17. yüzyıldan Japon resimi bir grup Portekizli yabancıyı betimliyor.)
Görünüşe göre Nobunaga, Yasuke’nin siyah derisinin orijinal olduğunu anlaması için gömleğini çıkarmasına ve boya olmadığını göstermek için cildini ovalamasına neden oldu.
Her şeye rağmen Nobunaga, Yasuke’nin uzunluğundan etkilendi. Japon erkeklerinin çoğunun yaklaşık olarak 5 feet (152 cm) olduğu bir çağda, Yasuke’nin 6 feet (182 cm)’in üzerinde olduğu kaydedildi. Bu uzunluk sayesinde adalardaki yerlilerin çok dikkatini çekerdi.
Nobunaga kısa süre sonra Yasuke'yi hizmetçisi ve muhafızı olarak yanına aldı.
1581 yılında bir samuray haline getirildi ve Nobunaga’nın Azuchi Kalesi’ne yerleştirildi. Bundan sonra Nobunaga, Yasuke'yi masasında yemek için davet etmeye başladı.(bir samuray için bile alışılmadık bir ayrıcalık)
Ayrıca Daimyo’nun silahtarı ile Yasuke için özel katana yapıldı. Bu süre boyunca Yasuke, akıcı bir şekilde Japonca konuşmayı da öğrendi.
(Bir sanatçının Samuray Yasuke çizimi)
Samuray Kariyerinin Sonu
Bir samuray olarak Yasuke’nin kariyeri pek de uzun sürmeyecekti. 1582'de Nobunaga’nın generali Mitsuhide, onu devirmek için bir darbe başlattı. Mitsuhide, Nobunaga'nın Kyoto'da kaldığı tapınağa baskın düzenledi. Nobungaya, hain general tarafından yenileceğine ikna oldu ve Seppuku ile bağlı olarak intihar etti. Nobungaya’nın ölümünden sonra Yasuke, Azuchi kalesine geri döndü ve Nobunga’nın oğlu Odo Nobutada'nın hizmetine girdi. Ancak Nobutada da Mitsushide’ye karşı yenilgiye uğradıktan sonra intihar etti.
(Jesuit ressamı Giovanni Niccolò tarafından Oda Nobunaga'nın hayali bir portresi.)
Mitsuhide, Yasuke'den çok etkilenmedi ve onu gerçek bir samuray olarak değil, “canavar” olarak reddetti. Bunun nedeni, Japon kültüründeki yenilgiden sonra norm olan onur intiharı yapmak yerine Yasuke, Batı geleneğini takiben kılıcını Mitsuhide'ye teklif etti. Hiç kuşkusuz ki, bu reddedilmenin ardından Yasuke Valignano'nun hizmetine geri döndü ve kısa bir süre sonra bu belirsizliğe geri döndü. Ancak Yasuke, Jesuit’ler onun hayatta kaldığına ve döndüğü için Tanrı'ya teşekkür ettiklerini duyduğu için memnun olmuştu.
Afrika-Japonya İlişkisi
Japonya'da, Afrika’nın Yasuke’den önceki bir Afrika varlığına dair tartışılmaz kanıtlar bulunmamakla birlikte, Afrika’nın Japonlarla teması olasılığını öne süren bazı ilginç tarihsel örnekler var. “Samurayların cesur olması için biraz siyah kan alması gerekir” diyen bir Japon atasözü vardır. Tabii ki bunun koyu tenli insanlara mı yoksa siyah kelimesinin başka bir anlamına mı atıfta bulunduğu kesin değildir. “Kara kan” ifadesinin, Siyah Afrikalı olan ve antik Japon kültüründe çok farklı bir anlamı olan biriyle tamamen alakasız olması mümkündür.
(samuray zırhı)
Bu hipotezle ilgili problem ise: Japon kültüründeki siyah rengin “ölümü, korkuyu ve üzüntüyü (ve bunlara benzer diğer kavramları)” temsil ediyor olmasıdır. Eski Japonların, cesaretin bu nitelikleri gerektirdiğine inanmaları mümkündür, ancak inandıklarını varsaymak çok da gerekli değildir ve Japonların bu nitelikleri cesaretle ilişkilendirmemiş olmaları çok daha olasıdır. Muhtemelen siyah renkle ilişkili başka bir çağrışım olacaktır.
Japon tarihinden bir diğer figür ise: Afrika kökenli olduğu düşünülen ve erdem bir savaşçı örneği olarak kabul edilen Sakanouye No Tamuramaro’dır. Heian Dönemi'nde (MS 794-1185) yaklaşık 758'den 811'e kadar yaşadı ve İmparator Kammu'nun (781-806 hüküm sürdü) bir saray muhafızıydı. İmparatorun Ainu ile savaşması için gönderdiği güçlerin komutasında yer aldı. Bu savaşçının “siyah tenli” olduğu söyleniyor.
(Okların yağmurundaki “Sakanoue Tamuramaro”)
Bir kez daha, bunun Afrika’nın eski Japonya’daki varlığını kanıtlamayacağını söylüyoruz fakat bununla beraber Japonya ile dünyanın geri kalanı arasındaki temas geçmişinin daha önceki inanılanlardan çok daha karmaşık olabileceğini ortaya koyuyor.
Yorumlar
0 comment