Neden Koi Kaze İzlemelisiniz?
Aşk ve ahlak arasına sıkışmış kalmış bir hikaye…

Aynı isimli mangadan uyarlanan Koi Kaze; 2004 Bahar sezonunda izleyicisi ile buluşan romantizm, psikolojik ve dram unsurlarını bir arada harmanlayan 13 bölümlük seinen bir yapımdır. Erişkinlerin dünyası ile erişkin olmak üzere olanların dünyasının içiçe geçtiği, zaman zaman keskin bir şekilde ayrıldığı anime; yapım yılının dinginliğini de taşır. Eğer farklı bir aşk hikayesi izlemek, kendinizi karakterlere kızarken, onlar adına dertlenirken, onlar adına sevinirken bulmak istiyorsanız Koi Kaze zaman ayırabileceğiniz yapımlardan biri olarak huzurlarınızda!

En başta söylemekte fayda var; yapım, +17 ve pek çok kişinin hoşlanmayacağı “ensest” bir hikayeyi anlatıyor. Farklı dünyaların farklı yaşanmışlıkları hakkında fikir edinmek isteyenler için Koi Kaze’nin neden izlenmesi gerektiğine birlikte bakalım.

1- Yapımın Kadrosu

1- Yapımın Kadrosu

Takahiro Omori adını muhakkak duymuşsunuzdur. “Gözüm bir yerlerden ısırıyor ama?..” diyenler için kısaca anlatayım: Jigoku Shoujo, Baccano!, Durarara!!, Hotarubi no Mori e, Kuragehime, Natsume Yuujinchou gibi pek çok değerli yapımın yönetmenidir kendisi. Hikaye anlatımına değer katan Omori, bu yapımın sadece yönetmen koltuğunda oturmuyor; ayrıca bölüm yönetmeni olan ve storyboard’ları çizen de yine o. God Eater, Juuni Taisen, Kyousou Giga, Tales of Zestiria gibi yapımların müziklerini besteleyen Go Shiina burada karşımıza kompozitör olarak çıkıyor. Ajin, Another, Baccano!, Berserk, Deadman Wonderland, Fate/Zero, Ghost in the Shell (2015), Kara no Kyoukai filmleri, Kill la Kill gibi sayısız yapımın ses direktörü olan Yoshikazu Iwanami de bu değerli kadronun içinde.

Romantik bir hikayede, hikayenin kendisi kadar önemlidir müzik. Sahnelerin gücünü kalbinizin derinliklerine ulaştırmak içinse başlıbaşına yeterli değildir; ses düzenekleri de sizi gönülden ikna etmek için müzik gibi kulaklarınızdan sızmayı bekler. Bu animede; karakterlerin monologlarına eşlik eden sesler, müzikler ilk bölümden son bölüme kadar süren bir rüzgar gibi peşinizde olacak; onlara anlayış göstermeniz, yaşadıklarını normalleştirmeniz için… Shina’nın ne kadar iyi bir iş çıkardığını daha ilk maddede anlatarak animenin güzel müzikleri ile başlamak istedim.

Açılış şarkısı: "Koi Kaze" - éf

Kapanış şarkısı: "Futari Dakara" - Masumi Itō

Go Shiina’nın bestelediği ost’lerden birkaçı:

Not: Animenin adını güçlendirmek için “rüzgar” sesinin eşlik ettiği sahneler, anime klişelerinden biri olsa da bu animede dayatma gibi gelmiyor. Özellikle ilk karşılaşmalarında sakuraların da rüzgara kapılması ve sonradan Nanoka’nın psikolojisinden dolayı kafasını kaldırıp da sakuraların açtığını fark edemediğini ve Koshiro sayesinde bunu fark edebildiğini söylemesi bu klişenin ardında bile bir güzelleme yattığını gösteriyor.

2- Konunun İşlenişi ve Psikoloji

2- Konunun İşlenişi ve Psikoloji

Trende karşılaştıkları ilk bölümde sadece “yaş farkı”nın engel olacağı bir aşk hikayesini izleyeceğinizi düşünüyorsunuz. Koshiro işten çıkıp da eve geldiğinde, kolileri görünce aklınızda şimşekler çakmaya başlıyor ve olayların umduğunuzdan daha komplike olacağını o an fark ediyorsunuz. Doğrusu “kardeş” olduklarını bu kadar erken duyuracaklarını düşünmemiştim. Eğer kardeş olduklarını daha ilk bölümlerden duyuruyorlarsa sağlam bir psikoloji, farklı bir akış sunmaları gerekiyordu. Yönetmen favori yönetmenlerimden biri olduğundan, bunu bekledim de; ve beklediğim 10 ise 7’sini aldığımı da belirtmeliyim. “Rahatsız edici” olarak başlayan anime, garipsemediğiniz ve son derece normal karşıladığınız bir animeye dönüşüyor. 

Mangasında bir tık daha eğlenceli olan abi, anime yapımda daha depresif, daha sorgulayıcı tonda. İlgisiz, duygusal olarak hissiz, yılların ağırlığını hissetmeye başlamış, dağılmanın eşiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşamış biri; her 25+ birey gibi, değil mi? Yaşadığı gelgitlerini, içinde kopanları, topluma karşı sorumluluklarını tartan ve ahlakı ile isteği arasında sürekli çatışma yaşayan kendince dürüst bir karakter. Yaşadıkları o kadar sahici ki, “benim başıma bu gelse aynısını hissederdim herhalde” diyebileceğiniz kadar gerçek. İşte bu gibi nedenlerden Koshiro’ya gönülden üzülürken buluyorsunuz kendinizi.

Mangasında bir tık daha cevval olan kızkardeş Nanoka, anime yapımda daha bir naif ama yine de istediğinin farkında olup tüm garipliklerine rağmen peşinde koşabilecek kadar da olgun. Abisine kıyasla daha ergen sorunları var, erkeklere karşı yaşadığı güvensizliklerini, endişelerini ilk karşılaşmalarında tüm samimiyeti ile anlatabilecek kadar şeffaf.

İki karakterin psikolojisi; iş çevresi, okul çevresi gibi değişkenler üzerinden çok iyi işlenmiş. Özellikle 4. bölümde çamaşır odasında yaşanan sahneden sonra ikilinin arasındaki psikolojik değişimin net çizgilerle aktarılması "romantizm mi "yoksa "sadece cinsel bir dürtü mü" sorusunu anlık olarak akıllara getirse de; konu anlatımı yeniden rotasını buluyor ve çarkın dişlileri yavaş yavaş dönmeye başlıyor. Seinen bir yapım olduğundan Koshiro’nun hisleri bir adım önde olsa da, hikaye anlatım dinamiği shoujo bir yapıma daha yakın. Seinen ve shoujo hikaye anlatımlarını harmanlamak cidden güzel olmuş.

3- Çizimler ve Seslendirme

3- Çizimler ve Seslendirme

2004 yapımı bir animede görebileceğiniz çizimler mevcut; gözlerden bir tek Nanoka’nın gözleri duyguyu daha yoğun anlatabilmek için irileştirilmiş. Karakter çizimleri ise daha gerçekçi bir formda. Görseller animenin alamet-i farikası değil ama yine de fena değil. Bastırılmış renk şemaları oldukça hoş ve hiçbir şey gerçekten göze patlamıyor. Arka planlar da hayatınızın herhangi bir diliminde karşılaşacağınız kadar standart.

Seslendirmeler cidden çok yerinde; Koshiro’nun şiirsel sesi, Nanoka’nın bebek gibi çıkmayan liseli sesi ve daha insansı tavırları “oh be” dedirten cinsten. İki karakterin hikayesinde, diğer tüm karakterler destekleyici karakter gibi dursalar da; hikaye ilerledikçe ön plana çıkan Kaname’nin seslendirmesi de, tepkileri de çok başarılı.

4- Olgunluk ve Gerçeklik

4- Olgunluk ve Gerçeklik

“Ensest”, anime sektörünün uzak durmaya çalıştığı konulardan biridir, çok nadir olarak ciddiye alınarak işlenir. Genellikle garip otaku fetişleri ya da hentai yapımlarda bolca karşımıza çıkar. Koi Kaze, bu tarz bir ilişki gerçek hayatta da olduğunda neler olabileceğini tüm gerçekliği ve olgunluğu ile karakterler üzerinden anlatıyor. Koshiro ve Nanoka arasındaki ilişkiler, duygularla (özellikle Koshiro) mücadele çok hassas bir dengede sunuluyor. Bu anlatımla birlikte, tabu olan bu çelişki daha orijinal bir sıcaklık ve his de barındırıyor.

5- Son

5- Son

Hikaye anlatımında en sevilen metodlardan biridir; asıl hikayenin başladığı yerde, hikayenin bitmesi... Yukarıdaki dönme dolap sahnesi iki gencin birbirine aşık olduğu ilk an ve birinin Koshiro'yu ilk kez anladığı ve annesi gibi saçını okşadığı an... 

Hikayenin sonunda Koshiro'nun kardeşinin ardından üç kez "Seni Seviyorum" demesi o kadar içten geliyor ki; bir 13 bölüm daha olsa izlerdim diye iç geçiriyorsunuz.

Şuraya animenin açılış temasını ve ilk bölümün ilk parçasını da ekleyeyim:

Not: Anime ilerledikten bir süre sonra ending’deki görüntüleri değişiyor ve anime bittikten sonra kısa bir bölüm chidori bölümü var. Süper komik değil ama kaçırmayın derim.

Koi Kaze'nin Konusu:

Koi Kaze'nin Konusu:

Saeki Koushirou, bir düğün planlamacısı olarak çalışmaktadır. Ama mutlu günlerini plandıkları insanların aksine aşk hayatı, tam bir kaostur. Kız arkadaşı artık onu sevmediği söylemiş ve onu terk etmiştir. Saeki, üstüne üstlük babası ile yaşamaktadır ve yıllardır annesi ve kız kardeşini görmemiştir.

Kız arkadaşı onu terk ettikten kısa bir süre sonra Saeki, trende liseli bir kız görür. Kıza anında bir yakınlık hisseder. Yakınlaşma fırsatını, bir sonraki gün onu tekrar trende görünce bulur. Kıza luna parka gitmeyi teklif eder. Kız da kabul eder, luna parkta ikisi de kalplerin kırık olduğunu söyler.

Ama acaba Saeki neden bir liseli kıza ilk anda bu kadar yakınlık duymuştur?

Koi Kaze'yi Türkanime'de izleyebilirsiniz. 

"Eşek kadar kadın çizgi film mi izlermiş" isyanına cevap olarak doğdum. Radyo ve TV ile başlayan iş hayatı, dergi ile devam etti ve 2006'dan bu yana dijital reklam sektöründe çalışıyorum. Hikaye kitapları (Aşk Yemeği Acılı Sever ve Yakıngörmez) yazdıktan sonra, şimdilerde bir roman üzerine çalışıyorum.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları