Şimdiki neslin çoğunda Japon kültürünün gösterilmesinde animeler ve samuray filmleri aracılık etmiştir.
Benim için öne çıkan bir kültürel eser, James Clavell’ in popüler romanının uyarlaması olan TV mini dizisi Shogun’ dur. Bu film, bize bir İngiliz romancı ve onun İngiliz kahramanı (filmde Richard Chamberlain’ in canlandırdığı) gözüyle Japonya’ya bir bakış açısı kazandırır. Shogun, erkekliklerin abartılı görüntülerine odaklanmış feodal bir Japon savaşçı kültürünü, kenarlarda veya perde arkasında çalışan kadınlarla gösteriyor.
Büyük Akira Kurosawa'nın, The Seven Samurai gibi feodal Japonya'nın vizyonları bile, “tam olarak katana’ ları sallayan kadın savaşçıların çarpıcı gücü ile dolu değildir” diye yazıyor Dangerous Minds, “Bu biraz bir ソ ー セ ー ジ -fest” diyor.
Ve yine de böyle kadınlar ortaya çıktı. Bu savaşçılar “onna bugeisha” olarak bilinen, “MS 200 yılında, Japonya'nın on dördüncü imparatoru olan kocası İmparator Chūai' nin ardından Kore' nin işgali başlatan İmparatoriçe Jingū' de en erken habercilerini buldular, savaşta öldü. ”İmparatoriçe Jingū' nin örneği devam etti. 1881'de Japon para biriminde adı geçen ilk kadın oldu.
Vintage News’ in bize anlattığı gibi, Clavell ve Kurosawa’ da tasvir edilen bütün erkek samuray sınıfından önce “naginata, kaiken ve tanto Jutso’nun sanatını savaşta kullanmayı öğrendiler”. Bunları savunmak için paralı askerlere ödeme yapmak yerine, Seven Samurai’ de korkunç şehir halkının yaptığı gibi, bu kadınlar savaşta “erkek savaşçıları olmayan toplulukları” korumak için eğitildi.
Onna bugeisha'nın ahlakı, samuraylar kadar uzlaşmaz bir tavır sergilemekteydi ve 1800'lerden bu şiddeti portrelere de yansıyordu. Her ne kadar ünlü onna bugeisha’ ların çoğu 12-13. Yüzyıllardan gelse de, ünlü bir figür olan Nakano Takeko, 19. yüzyılda yaşamış, Dangerous Minds adlı kitabı yazmış ve savaşçının ölümü üzerine şu yazılar yazılmıştır:
Japon Ordusu askerlerine karşı sorumluyken, sandığa vuruldu. Yeryüzünde kalan süresinin kısalığını bilen Takeko, kız kardeşi Yūko'dan, düşmanı bir kupa olarak ele geçirmesine izin vermek yerine, kafasını kesip gömmesini istedi. Hōkai Tapınağı'na götürüldü ve bir çam ağacının altına gömüldü.
Başka bir saygıdeğer savaşçı olan Tomoe Gozen, The Tale of the Heike (Heike’ in Masalı)’ da (genellikle "Japon Iliad" olarak adlandırılır), "özellikle güzel" olarak ve aynı zamanda "güçlü bir okçu" olarak tanımlanır. bin kişi değerinde bir savaşçı, bir iblis ya da bir tanrıyla yüzleşmeye hazır, ya atı ile ya da yürüyerek. "
Yorumlar
0 comment