Az Bilinen Defalarca İzlemelik Animeler: Bölüm 1
Öncelikle bu liste; seri bir liste olacak ve izlemeye doyamadığım daha niş animeleri kapsayacak.

1. Aku no Hana

Aku no Hana

Hayatın en sancılı süreçlerinden biri olan ergenliğe değinen bu anime rotoscope tekniği kullanılarak üretilmiş sayılı yapımlardan biridir. Yönetmeni Detroit Metal City ve Mushishi'den de tanıdığımız Hiroshi Nagahama'dır. 

Konusu: Takao Kasuga, kitap okumayı seven sıradan bir ortaokul öğrencisidir. Özellikle yazar Baudelaire’nin Les Fleus du Mal isimli kitap onun için neredeyse kutsaldır. Sınıf arkadaşları ile pek iletişime geçemeyen Takao, Saeki Nanako’ya aşıktır ve Saeki sınıfın en güzel ve akıllı kızıdır. Sawa Nakamura da Takao’nun hemen arkasındaki sırada oturan sınıfın en asi ismidir. 

Takao ders çıkışında kitabını sınıfta unuttuğunu fark eder ve Baudelaire’s Les Fleus du Mal’ı eline aldığında bir çanta düşer ve bu çantada Saeki’nin yaz eşofmanları vardır. Takao, bu tesadüfe çok sevinir ve eşofmanlara dikkatlice bakarken bir ses duyar, o panikle eşyayı evine götürür. Tüm olaylar da bundan sonra başlar; Sawa, Takao’nun sapkın kabusu olacaktır. Saeki’nin saf aşkı Takao’yu bu acımasız kızdan kurtarabilecek midir? Yoksa esas acımasız kişi Saeki midir?

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/aku-no-hana

2. Da Yu Hai Tang

Da Yu Hai Tang

Da Yu Hai Tang, Japon yapımı dışında kalan animelere ön yargıyı yerle bir etmek için yaratılmış animelerden biri adeta. Xuan Liang ve Chun Zhang’in birlikte yönetttikleri anime filmin hikayesi ve senaryosu yönetmenlerden Xuan Liang’a ait. Anime; Çinli B&T ile Güney Koreli Studio Mir’in ortak yapımı. Studio Mir’in Avatar: The Last Airbender ve Avatar: The Legend of Korra anime dizilerindeki yapım şirketlerinden biri olduğunu da belirtmekte fayda var. Zaten animasyon dinamizminden dolayı bir benzerlik bulmak mümkün.

Konusu: Eski bir efsanevi dünyada, ölümlü alemin doğal düzenini denetleyen ruh benzeri varlıklar bulunmaktadır ve onlar “diğerleri” olarak anılmaktadır. Diğerleri olarak anılan varlıklardan biri de 16 yaşındaki Chun’dur. Ergenlik yaşına girdiğinde 7 gün boyunca diğerleriyle birlikte insan dünyasına gönderilecektir. İnsan dünyasını gördüğü ilk andan beri çok seven Chun, doğanın işleyişi hakkında bilgi sahibi olduktan sonra döneceği gün ilk gördüğü ve etkisinden çıkamadığı insanı bir kazaya sürükler ve o kişinin ölümüne neden olur. Ölümlü dünyadaki süresi dolup da ruhlar dünyasına geldiğinde Ruh Bekçisi ile tanışmak onun hayatını dönülemeyecek şekilde değiştirecektir.

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/da-yu-hai-tang

3. Kaiba

Kaiba

Kaiba, 2008 yılında Madhouse tarafından çıkarılmış sıra dışı animelerden biri. Her bölümde, daha önceki bölümden anlayamadığınız bir detayın ortaya çıktığı, hikayelerin içindeki hikayelerin, hikayenin aslı kadar ilgi çektiği enteresan bir bilimkurgu serüveni. 

Kaiba’nın yönetmen koltuğunda The Tatami Galaxy, Ping Pong the Animation, Mindgame ve Devilman Cry Baby  serilerinin yönetmenliğini yapan Masaaki Yuasa oturuyor. 

Konusu: Artık anıları saklamak mümkündür; böylece vücudun yaşadığı ölüm gerçek bir ölüm olmaktan çıkmaktadır. Anılar veri bankalarında saklanırken, yeni bedenlere aktarılabilir. Kötü olan insan, bu teknolojinin de açığını bulup 'bellek ticareti' başlattığından anıları çalma ya da onları yasadışı yollarla değiştirmek mümkün hale gelmiştir.

Yine böyle bir günde Kaiba adındaki bir adam kırık dökük bir odada uyanır. Geçmişini anımsamayan bu adamın sahip olduğu tek şey; içerisinde kadın resmi olan bir kolyedir. Aniden saldırıya uğrayan Kaiba, çareyi uzaya kaçmakta bulur ve çeşitli gezegenlerde birçok kişi ile karşılaşarak hafızasını geri getirmeye çalışır. Peki kolyedeki Neiro denen kadın da kimdir? 

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/kaiba

4. Haibane Renmei

Haibane Renmei

Benzersiz konuları olan anime yapımları tercih edenlerden biriyseniz Abe Yoshitoshi adını daha önce duyduğunuza eminim. Abe, Haibane Renmei’nin orijiinal yaratıcısı olmasının dışında animedeki karakterleri tasarlamış, senaryoyu da yazmıştır. Abe’yi Haibane Renmei’den tanımayanlar Serial Experiments Lain: The Nightmare of Fabrication isimli one-shot yayınından ya da Madhouse yapımı Texhnolyze isimli TV animesinden (orijinal karakter tasarımcısı) tanıyabilirler.

Abe’nin Haibane Renmei’deki eskin kaynağı, Haruki Murakami tarafından yazılmış "Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu"dur. Orijinal kitabın baskısı 1985’te yapılmıştır ve Abe, koyu bir Murakami hayranıdır. Hal böyle olunca Haibane Renmei’deki pek çok öğenin bu kitaptan taşındığını okuyan herkes kolaylıkla anlayabilir. 

Konusu: Gökyüzünden düşen bir kız, onu takip eden bir karga? Rüya mı yoksa?

Reki, Old Home’daki odalardan birinde büyük bir koza bulur, çok heyecanlanır. Çünkü uzunca bir zaman sonra ilk kez bir Haibane doğacaktır ve bu Haibane de onun bulduğu ilk Haibane’dir. Kozanın içindeki kız da o esnada dışarıda olanı biteni dinlemektedir. Kozadan çıkıp da kendine geldiğinde bir yatakta yattığını görür ve herşeyin bir rüya olduğunu düşünür. Odaya o sırada kanatlı ve kafasında hale bulunan insanlar girene kadar…

Kozayı bulan Reki, kıza rüyasından dolayı “Rakka” adını verir. Hikari de, bir hale çıkartıp onun başına yerleştirir. Daha sonra sırtından acılı bir şekilde kanatlar çıkar. Artık o da bir Haibane’dir. Tanıştığı bu yeni insanlara ayak uydurmaya ve çevresini anlamaya çalışır.

Sahi, Haibane nedir?

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/haibane-renmei

5. Kuuchuu Buranko

Kuuchuu Buranko

Mononoke, Tsuritama animelerinden tanıdığımız ve işlerini severek takip ettiğim yönetmenlerden Kenji Nakamura'nın ilk kısmı rotoscope tekniği uyguladığı animesi Kuuchuu Buranko'dur. 

Psikolojik örgünün dram ile iç içe geçtiği ve kuvvetli olay örgüleri sunduğu anime, çizim ve renklendirme disiplini ile de niş bir yapım. 

Konusu: Çeşitli psikolojik sorunları olan hastalar tedavi amacıyla Irabu Hastanesi'ne giderler. Orada çocuk görünümlü Doktor Irabu ile seksi hemşire Mayumi vardır ve ilginç tedavi yöntemleri uygulamaktadırlar.

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/kuuchuu-buranko

6. Dareka no Manazashi

Dareka no Manazashi

Adını tüm anime hayranlarına Kimi no Na wa ile duyuran Makoto Shinkai'nin kısalarının yeri bende bir başkadır. Dareka no Manazashi de o kısalardan biri; sadece 6 dakikaya o kadar çok duygu yüklenmiş bir film ki, neredeyse her saniyesinde kendinizi sorgularken buluyorsunuz. 

Konusu: Bir baba ve kızın hikayesini konu edinen yapımda, küçükken babasının dizinin dibinden ayrılmayan kızın büyüyünce babasına bakışının nasıl değiştiğini izliyor ve bir gün kızın kendisini sorgulamak zorunda kalışına tanık oluyoruz. Çünkü babası ile arasında bağ kuran kedileri artık aralarında değildir ve aslında içten içe sevdiği babasını da kaybetmeden önce onunla eskisi gibi olabilecek midir?

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/dareka-no-manazashi

7. Princess Tutu

Princess Tutu

Klasik hikayelere, masallara dayanan yapımları sevenlerdenseniz Princess Tutu'yu birkaç izlemek isteyebilirsiniz. Ahiru ve ekürilerinin komik halleri, Neko sensei'nin evlilik takıntısı, bir anda gelen dram, kötüyü de sevme refleksi, tahminleri biraz da olsa ters köşe eden olaylar... Klasik müzik, danslar... Esas kötünün kim olduğunun sıklıkla karıştığı bir masal... Diğer masallar gibi de acımasız... 

Princess Tutu süper güçleri olan kahramanlar arasında en ilginci olabilir; o dans ederek çözümlüyor başına gelen kötülüğü ve su katılmamış bir ahmağın ne kadar da güzel bir kalbi olduğunu gösteriyor ve Fakir ile arasında gelişen duygular en derin işlenen aşk hikayeleri kadar romantik. 

Konusu: Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde
Pireler berber iken,
Develer tellal iken,
Ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken...

Bir adam ölmüş. Adamın mesleği masal yazmak ve anlatmakmış ama ölümden kaçamamış. Adamın son masalı kötü kalpli kurnaz kargayı yenen yakışıklı ve cesur bir prens hakkındaymış. Fakat, artık sonsuza dek bu mücadele sona eremeyecekmiş.

"Bu hiç de hoşuma gitmedi!" diye bağırmış karga.
"Bu hiç de hoşuma gitmedi!" diye bağırmış prens.

Karga masalın içinden kaçmış ve prens de onu kovalamaya başlamış. Ve sonunda prens, kendi kalbini çıkarmış, yasak bir gücü kullanarak kargayı mühürlemiş.

İşte o zaman... Ölmüş olması gereken adam "İşte böyle daha güzel oldu..." diye fısıldamış.

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/princess-tutu

8. Tsumiki no Ie

Tsumiki no Ie

Çizimlerinden ötürü ilk gördüğümde "Fransız bir yapım herhalde" dediğim Tsumiki no Ie'nin yönetmeni Kunio Katou'nun en kısa sürede uzun metraj bir çalışmasını izlemek için can attığımı belirtmek isterim. 12 dakikalık kısanın her bir saniyesi öylesine dram, öylesine yalnızlık, öylesine çaresizlik ve öylesine yaşama umudu ile dolu ki...

Yönetmenin ayrıca Aru Tabibito no Nikki isimli kısası da son derece sürrealdir. 

Konusu: Suların sürekli yükseldiği bir yerde yaşayan yaşlı bir adamın gözünden geçenleri anlatan 12 dakikalık bir yapım. 

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/tsumiki-no-ie

9. Tekkon Kinkreet

Tekkon Kinkreet

Çizim ve renklendirme disiplinini yine çok sevdiğim ve yin yang (karşılıklı iki zıtlığın dengede olduğu ve hatta birer parça da birbirinin içinde olduğunu anlatan kuram) felsefesini çok iyi anlatan yapımlardan biri.  Shiro ve Kuro gibi iki yetimin verdiği mücadeleye büyüklerin karışmasıyla tansiyonun nasıl artabileceğini ve büyüklerle küçüklerin dünyalarındaki çıkarların ne kadar farklı olabileceğini felsefesi üzerinden de çok net gösteren bir yapım. 

Bu animeyi Studio 4°C'de çalışan Amerika kökenli Michael Arias yönetmiş, yönetmenin Japon animesine olan hakimiyeti gerçekten göz dolduruyor.

Konusu: Shiro ve Kuro, Hazine Kasabası'nın sokaklarında dolaşan, yoluna çıkan herhangi bir haydut ya da yakuzayı kolaylıkla deviren iki yetimdir. Gizemli yabancı girişimciler, Hazine Kasabası'nı yıkmak ve onu bir eğlence parkına dönüştürmek için yola çıktıklarında Shiro ve Kuro en büyük düşmanlarıyla yüzleşeceklerdir.  

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/tekkon-kinkreet

10. Momo e no Tegami

Momo e no Tegami

Kaybetme duygusunun ardından gelen umudun ne olduğunu ancak bu kadar iyi anlatabilirdi bir anime. Geçmişe dair geçmişteki bir boşluğu doldurmak için yine geçmişten gelen bir şeye ihtiyaç duymanın insanın zayıflığı olduğunu o kadar naif anlatır ki... Sevdiklerimizin aslında bizi her zaman kolladığını ve ruhani olarak yalnız olmadığımızı o kadar güzel söyler ki birkaç kez izlenmelidir bundan sebep. 

Kimse sanırım Production I.G'nin böyle bir animeye imza atacağını düşünmezdi. 

Konusu: Momo 11 yaşında babasını kaybetmiştir. Babasının ölümü nedeniyle, Momo ve annesi Tokyo'dan ayrılmış ve Setouchi isimli küçük bir adada bulunan eski aile evine taşınmışlardır. Momo, rahmetli babası tarafından yazılmış ama bitmemiş bir mektup alır. Mektup sadece ''Momo'ya'' kelimesini içeriyordur. Momo'nun aklı babasının ne anlatmak istediği soruları ile doludur ve ayrıca o küçük bir adadaki hayata alışmakta zorluk çekiyordur.

Daha sonra Momo kaldığı evin tavan arasında bir kitap bulur ve bu kitap onu macera dolu yeni bir dünyaya götürür.

İzleme linki: http://www.turkanime.tv/anime/momo-e-no-tegami

"Eşek kadar kadın çizgi film mi izlermiş" isyanına cevap olarak doğdum. Radyo ve TV ile başlayan iş hayatı, dergi ile devam etti ve 2006'dan bu yana dijital reklam sektöründe çalışıyorum. Hikaye kitapları (Aşk Yemeği Acılı Sever ve Yakıngörmez) yazdıktan sonra, şimdilerde bir roman üzerine çalışıyorum.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları