Yeni Yılın İlk Rüyası Kaderinizi Belirleyebilir
Peki yeni yılda görülen ilk rüya Japonlar için neden bu kadar önemli? Bir göz atalım...

Japonlar için yeni yılda görülen ilk rüyanın, rüyayı gören kişinin sene içerisinde karşılaşacağı kısmetleri haber ettiği söylenir. Hatsuyume (初夢), yani ilk rüyanın yılbaşı gecesinden 2 Ocak akşamına kadar görülmesi mümkün. 

Hatsuyume'yi senenin ikinci gecesine kadar uzatmaları, Talihin Yedi Şanslı Tanrısı'nı taşıyan kayığın (Takarabune, 宝船) resmini yastıkları altına koyarak iyi rüya görme olasılıklarını arttırmak istemelerinden ileri geliyor. Ayrıca bu resimler yalnızca 2 Ocak günü satışa sunulmakta. 

Tabii bu sürede kötü rüya görme olasılığınız da pekâlâ mümkün. O durumda yapacağınız tek şey bu resmi nehre atarak üzerinizdeki kötü etkiden kurtulmak.

Yeni yıl rüyasıyla alakalı Edo Dönemi'nden kalma bir atasözü vardır: “Ichi-Fuji, Ni-Taka, San-Nasubi.” Buna göre Fuji Dağı bir insanın yılbaşında görebileceği en hayırlı rüyadır. İkinci olarak şahin, üçüncü olarak da patlıcan görmenin hayırlı olduğunu söylenir. Edö Dönemi'nde bu üçünün hayırlı/uğurlu kabul edilmesine sebep olarak yükseklikleri gösterilir. Fuji yüksek rakımlı bir dağdır, şahinler yüksekten uçar ve patlıcanın fiyatı da (geçmişte) şaşılacak derecede yüksektir. 

Başka bir görüşe göre de; Fuji Dağı'nın manzarasına, şahinle avlanmaya ve patlıcana bayılan Şogun Tokugawa Ieyasu'nun zevkleri nedeniyle rüyada bunları görmenin hayırlı olduğu kabul edilmektedir.

Bu üç simgeye şöyle de bakılabilir: Japonya'nın en yüksek dağı Fuji'dir ve halk için güvende olmayı temsil eder. Şahin güçlü ve zeki bir kuş olmasının yanında başarıyla özdeşleştirilir. Patlıcan ise Japonca adının "nasu" yani "üstesinden gelmek" tabiriyle benzerliğinden ötürü bir şans alameti olarak anılır. 

Ayrıca bu üçüyle alakalı popüler intikam hikâyeleri  Soga Monogatari (Fuji Dağı), Chūshingura (şahin) ve Ketto Kagiya no Tsuji'yi (Iga bölgesi patlıcanıyla meşhurdur) de belirtmekte yarar görüyorum. Kısaca hepsine değinelim.

İlk hikâyemiz olan Soga Monogatari; Soga Jūrō ve Soga Gorō biraderlerin babalarını katleden Kudō Suketsune'den intikamlarını almak üzere Fuji Dağı'nda Minamoto no Yoritomo'nun tertip ettiği av partisine katılmalarını konu ediyor.

İkinci hikâyemiz olan Chūshingura, Edo Dönemi'nde gerçekleşen ve sayısız bunraku/kabuki oyunlarına ilham kaynağı olmuş gerçek bir olaydan uyarlanmıştır. Hikâyede daimyō Asano Naganori'nin (mensup olduğu klanına arması bir şahindir) Kōzuke no suke unvanına sahip Kira Yoshinaka adında bir imparatorluk sarayı yetkilisine saldırması nedeniyle seppuku yapmasının ardından ardından efendisiz kalan bir grup samurayı anlatmaktadır. Bir yıllık bekleyiş ve planlamanın ardından, rōninler efendilerinin onurunu Kira'yı öldürerek korudular. Buna karşılık, kendileri de cinayet suçunu işledikleri için harakiri yaparak intihar ettiler.

Bu gerçek hikâye, Japon kültüründe insanların günlük yaşamlarında muhafaza etmeleri gereken sadakat, fedakarlık, sebat ve onurun simgesi haline gelmiştir. Hikâyenin popülaritesi, Japonya'nın hızlı modernleşme sürecine girdiği. Her yıl 14 Aralık'ta Asano Naganori ve 47 rōninin gömüldüğü Sengaku-ji Tapınağı'nda anma festivali düzenlenmektedir.

Son olarak Ketto Kagiya no Tsuji'de, kardeşini öldüren Araki Mataemon'dan intikam almaya yemin etmiş Watanabe Kazuma'nın 7 Kasım 1634'de harekete geçişi konu ediliyor. Watanabelerin aile arması ise bir patlıcandır.

Yukarıda bahsettiğimiz atasözü şöyle devam ediyor: "Yon-Sen, Go-Tabako, Roku-Zatō"; sırasıyla yelpaze, sigara dumanı ve kör keşiş anlamına gelen bu kelimeler atasözünün önceki kısmını destekler nitelikte.

Fuji Dağı, bütün ihtişamıyla tıpkı bir yelpaze gibi Japonya'nın üzerini örter.  Bu, halkın gözünde onları iyi bir geleceğin beklediğinin habercisidir, tıpkı göğe yükselen şahin ve sigara dumanı gibi. Son olarak keşişler, tıpkı bir patlıcan gibi tüysüzdür. Yani saçları yoktur. Peki, kel olmanın talihle ne alakası var diye soranlarınız için Japonca'da saçı yok/tüyü yok "ke ga nai" olarak yazılır. Aynı zamanda yaralanmadım/zarar görmedim için de "kega nai" denir. Pürüzsüz eşyalar bu nedenle güvenin ve talihin göstergesi olarak kabul edilmektedir.

"Ama gidiyorum çünkü bugün sahip olduğum her şeyi, elde ettiğim her şeyi, bir şekilde o zaman yaptıklarımıza borçluyum. Ne ekersen onu biçersin. Bedelini ödeme zamanı geldi. Belki bu yüzden Tanrı bizleri önce çocuk olacak şekilde tasarlamıştır, en önemli dersi öğrenene kadar defalarca düşünüp kendimizi yaralayacağımızı bildiği için. Ne alırsan bedelini ödersin, ancak bedelini ödediğin şeyin sahibisindir... Ve sonunda, sahip olduğun şeylerin acısını senden çıkarırlar." - "O", 1986

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları