Karakterimiz Ken Kaneki insan yiyen bir Ghoul ile karşılaşması sonrasında hayatta kalır ancak hastanede yiyeceklere karşı bir iştahsızlıkla uyanır. Kısa sürede insan etini arzuladığını ancak dürtüleriyle buna karşı koyduğunu fark ederiz. Neyse ki Ken için bir grup Ghoul yardım etme amacıyla karakterimizi kanatlarının altına alır.
Tokyo Ghoul isimli bir filmin hikayesinin yamyamlıkla ilgili olacağı tuzağına düşmek gerçekten çok kolaydır ancak filmin karakterlerine her şeyden çok daha fazla odaklanmalısınız. Buna en iyi örnek Ken'in, hayatta kalabilmek için insanları yemeye başlaması gerçeği ile yüzleştiği bölümdür. Bunu boş bir düşünce olarak düşünebilirsiniz çünkü seyirci olaya çok farklı yollardan bakabilir fakat film, hayatta kalmanız için yeme ahlakınızı ve sahip olduğunuz tüm toplumsal etkileri sorgulamamıza neden olarak daha derin konulara iniyor.
Ken karakterine baktığımızda, film boyunca çok ilginç bir karaktere sahip olduğunu görüyoruz. Örneğin, filmin başında, Ken'in bir sokakta insan eti kokusunu takip ettiğini görüyoruz ancak karakterimiz insan yemesine imkân vermediğinden ne yapması gerektiği konusunda hiçbir fikri yoktur. Hepimiz hayatta kalma isteğinin olduğunu görüyoruz ve bu da Ken'in artık insan yemesi gerektiği anlamına gelmektedir.
Ancak açlık çok güçlü bir dürtü olsada, sonunda arkadaşı Hideyoshi'nin hayatını kurtarma seçeneğini gibi zor bir karar verdiğini de görüyoruz. Ken'in arkadaşını yememeyi seçmesi gerçek bir iradedir. Çoğu Ghoul için bu bir soru değildir sonuçta hayatta kalmak için insan etini yemeleri gerekir fakat Ken'in geçmesi gereken ahlaki engeller vardır; Yani, arkadaşımızı yersek ahlaklı olmuş olur muyuz? Daha gerçekçi bir örnek vermek gerekirse; Evcil hayvanınızı yiyebilir misiniz? Aynı durum olmamasına rağmen Ken, Hide'yi yalnızca arkadaşı olarak değil, aynı zamanda potansiyel bir gıda kaynağı olarak görmek zorundadır. Bu yüzden, Ken'in Hide'yi yemeye direndiği rahatsız edici birtakım sahneler verilmiştir.
Evet, bazı Ghoul'ların avlanmaktan hoşlandıklarını görüyoruz ama aynı zamanda aslında huzur içinde yaşamak isteyen Ghoul'larıda görüyoruz. Ryoko ve Hinami Fueguchi'nin anne-kızı ilişkisi bunu en iyi şekilde gösterir. Bu iki karakterin de Ghoul olmasına rağmen insanlara zarar vermek gibi bir niyetleri yoktur. Evet, hayatta kalmak için insanları yemeleri gerekiyor ama nihayetinde istedikleri şey sakin ve alay edilmeden hayatlarını sürdürmektir. Yine de filmde Ryoko ve Hinami'nin, Ghoul dedektifleri Kureo Mado ve Kōtarō Amon tarafından sıkıştırıldıklarını görüyoruz. Sizce neden Ryoko ve Hinami'yi hedef alıyorlar? Çünkü onlar Ghoul ancak yanlış hiçbir şey yapmadılar.
Bunu bir dakika düşünün, Ryoko ve Hinami hiçbir şeyden suçlu değillerdi. Bundan Ghoul dedektiflerinin Ghoul'ları sadece Ghoul olarak doğdukları için öldürdüklerini çıkartabilirsiniz.
Tokyo Ghoul live-action filmi iki saatlik bir filmin içine çok ilginç sorular barındırmaktadır ancak iki saat Ken'e olanları görmek için yeterlidir ancak anlayabilmek hiç de kolay bir iş değildir.
Yorumlar
0 comment