Seishun Buta Yarou wa Bunny Girl Senpai no Yume wo Minai İnceleme
2018’in yılının son çeyreğinde çıkan Bunny Girl Senpai animesi beklentilerin çok üstüne çıkarak seneyi iyi bitirdi. İsminden, moe çizimlerinden dolayı, ben dahil bir çok kişinin önyargı ile yaklaştığı bu seri için, şimdi önyargıları geride bırakma zamanı! Yani, biraz belki.

1. Animenin Genel Hikayesi:

Animenin Genel Hikayesi:

Her şey Azusagawa ve kardeşinin, başına açıklanamayan fenomenlerin gelmesiyle başlıyor. Vücudunda açıklanamayan yaraların oluşmasından sonra Azusagawa, okulda kötü bir üne sahip oluyor. Kardeşi, siber zorbalığa uğradığı için kendini eve kapatmış ve ailesi, -özellikle annesi- olanlara daha fazla dayanamadığı için Azusagawa ve kardeşini terk ederek onların bir başına yaşamasına neden olmuştur. Her şeye yetişmeye çalışan Agusagawa, okuldan sonra bir markette yarı zamanlı çalışıyor. Agusagawa, bir gün kütüphanedeyken "Tavşan kız" kostümü içinde birini görür; bu kişi televizyon reklamlarında oynayan ve aynı okuldan senpaisi Mai-san’dır ve her şey, o andan itibaren değişmeye başlar…

2. Olay Kurgusu ve İlerleyiş:

Olay Kurgusu ve İlerleyiş:

Her karakteri tek tek ele alıp onların öyküsünü detaylıca bize anlatması, her karakterle bir bağ kurup onlara yakınlık hissetmemizi sağlıyor. Bununla beraber her karakterin kısa süren hikayesinde 12 bölümlük animeden beklenen şeyleri size vererek büyük iş başarıyor.

Örnek vermek gerekirse; Aguzagawa ve Mai-san arasındaki ilişki gelişimini anlatırken kısa sürede aşk ve dram kavramlarını anlatırkenki başarısını, Mai-san ve kardeşi Nodoka arasındaki kardeşlik temasını işlerken de aynı seviyede tutuyor ve doyurucu bir anlatım sergiliyor. Hiç bir karakter öylesine hikayeye eklenmemiş, hepsi zamanı geldiğinde ortaya çıkıp hikayenin sonuca varmasında büyük bir önem arz etmiştir.

Aguzagawa ve Futaba, "Puberty" sendromunu açıklarken "direkt işte bu yüzden oluyor" demeleri yerine adım adım ilerleterek anlatılması; sizin karakter gelişimini güzelce izlemenize vesile oluyor. Ayrıca bu "Puberty" sendromunu anlatırken Futaba’nın kullandığı kuantum fiziğine dayalı kuramlar bilimseverler için çöldeki vaha gibi bir karşılık uyandırıyor; klasik fan servisli bir anime beklentisiyle başlayanları şaşkına uğratıyor.

Aguzagawa’nın kardeşi Kaede’nin, animenin başındaki halinden finaldeki haline gelişini özellikle 10. bölümden sonraki çabalarıyla birlikte gösterdiği gelişim, animenin hikayesinin başarılı bir şekilde işlendiğinin başka bir kanıtıdır. 

Bu kadar övdükten sonra, "peki bu animenin hiç mi kötü yanı yok?" diye soranlar için cevabım “Olmaz mı yaaa”.

Bana göre animenin en eksik tarafı; karakterlere ve onların hikayelerine çok odaklandıkları için "Puberty" sendromunu havada bırakması. Evet, animenin ortasından sonra bu sendromla nasıl baş edeceğini anlıyorlar ama neden ortaya çıkıyor, niye hepsi bizim okulda oluyor, buranın havasından mı suyundan mı  oluyor gibi sorular öyleee havada asılı kalıyor ve seyirci fazla umursamasa da, bittiğinde hafif bir merakla birlikte eksiklik hissiyatı kalıyor. 

Değineceğim ikinci şey ise çizimler. Standart moe çizimleri olsa dahi, bazı sahnelerde çizime önem verilmediği o kadar belli oluyor ki... Animedeki olay akışı sırasında çizimin başarısızlığı sizi bir anda başka bir yöne çekiyor ve neden bu kadar kötü çizilmiş, üstüne neden bu kadar kötü anime edilmiş diye iç geçirirken buluyorsunuz kendinizi. 

Son olarak müziklerine değineceğim. Açılıştaki ve kapanıştaki müziklerin haricinde duygusal sahneler için yapılmış ayrı bir müzik yok. Aslında var da, yok! Dram işlemiş olmasına rağmen, yerinde ve güzel kullanılmış bir müzikle çok daha iyi olabilirdi fakat bütçe sıkıntısından mı bilinmez ne etkileyici ne de akılda kalıcı bir müziği bulunmamakta.

4. Animeyi İzlerken Ne Beklemeliyiz Ne Buluyoruz?

Animeyi İzlerken Ne Beklemeliyiz Ne Buluyoruz?

Öncelikle yazıma giriş yaptığımda söylediğim gibi adından dolayı ön yargıyla yaklaşıp aşırı fan sevis olan bir anime beklemeyin.Gayet kararında ve kullanıldığı yerde gerçekten hiç beklemediğiniz anda sizi güldürebilecek fan servisleri barındırıyor ve bu durum rahatsız ediciliği ortadan kaldırıyor. Animede aşka ve drama doyacaksınız, adeta üzerinize kürekle drama atacaklar; her karakterin kendi hayatında yaşadığı zorlukları, hayata uyum sağlamaya çalışırken atlattıkları olayları izlerken içinizde bir şeylerin eksildiğini hissedeceksiniz. Uzun soluklu ve çetrefilli Aguzagawa ve Mai-san aşkından ayrı olarak, karşılıksız aşk hikayeleriyle sizi çok iyi yakalayacağını düşündüğüm bir seri. Ne kadar bilime meraklı olsanız da bölümün ortasında size Google açtırıp ne diyor neden bahsediyor dedirten kuantum teoremleriyle hoş sürprizler de yaşatıyor. Karakteri, sırf anime uzasın, biraz ilgi çekici olsun diye gereksiz aşk üçgenlerine sokup izleme keyfinizden etmiyor.

Kısacası güzel, doğaüstü olayların gerçekleştiği aşk ve drama üzerine yapılmış ve komikliklerle tamamlanmış bir anime bizi bekliyor.

Eğer son zamanlarda kaliteli bir anime arıyorsanız, aradığınızı bulduğunuzu söyleyebilirim.

Son olarak kişisel puanım 8/10.

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarınızı bekliyorum ve animeyi izlemek isteyenler için şuraya linkini ekliyorum. 

21 yaşında anime izlemekten ve izlerken ki düşüncelerini başkalarıyla paylaşmaktan zevk alan bir kişilik.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları