Batı dünyası ne zaman Uzakdoğu dünyasına ait bir filmi, animeyi ele alsa onu Hollywood kurbanı ediyor. Bu nedenle de filmin ya da animenin orijinalini sevenler büyük hayalkırıklığı yaşıyorlar; bknz: Ghost in the Shell.
Death Note live-action yönetmeni Adam Wingard'ın daha önce yapmış olduğu "Film doğu kültürü ile o kadar ilintiliydi ki, onu batı dünyasına uyarlarken zorlandık o nedenle daha bağımsız bir şey yapmaya karar verdik." açıklaması animenin hayranlarını fazlası ile kızdırmıştı. Çünkü Wingard'ın açık açık söyleyemediği şey şuydu; "Bizim Amerikalılar aksiyondu, vurdu kırdıydı ondan pek hoşlanırlar ama işin içine azıcık başka ve uzak bir ülkenin felsefesi ya da kültürü girdi mi izleyemezler ve bizim de en büyük amacımız bundan iyi para kaldırmak olduğundan bunu da diğerleri gibi heba edeceğiz."
Bu gibi felaket zincirlerine bir yenisini daha eklemek istemediğinden olsa gerek; Netflix, Cowboy Bebop live-action'ında anime stüdyosunun da kendilerine danışmanlık vermelerini ve işin başında olmalarını istemiş. Fakat bu ne kadar işe yarar ya da kesin çözüm bu mudur bilinmez; çünkü Ghost in the Shell live-action'ında da anime serilerinin yönetmeni Mamoru Oshii danışman yönetmen olarak yer alıyordu ve sonuç ortada.
Yapmış olduğu live action'ların dışında Netflix, bu yıl ya da önümüzdeki yılın başlarında platformuna orijinal anime başlıkları getirmek için Japonya'daki stüdyolarla ortaklık kuracağını Tokyo'da düzenlenen 2017 Anime Slate etkinliğinde açıklamış.
100. yıldönümünü kutlayan Japon animasyon tarzındaki özgün animelerin sadece Japonya pazarında değil, ABD pazarında da popüler olduğunu dile getiren Netflix; Sony'nin 143 Milyon Dolar vererek Funimation'da çoğunluk hissesi satın alma kararını da bu pazarın umduklarından daha hızlı gelişeceği yönündeki büyük adımlardan biri olarak yorumladı.
Japonya'da Netflix kullanıcılarının yüzde 50'sinden fazlasının sadece anime izlediğini aktaran Netflix yöneticisi Greg Peters; Netflix anime görüntülenmesinin %90'ının ülke dışından gerçekleştiğini de belirtti. Sanırız, bundan kaynaklı olsa gerek; Japon anime stüdyoları ile anlaşarak animelerin orijinallerini yayınlama konusuna live-action'lardan daha sıcaklar.
Little Witch Academia, Cyborg 009 Call of Justice ve Kakegurui de dahil olmak üzere pek çok animenin US'deki lisansörü haline gelen Netflix aynı sistemi yakında vizyona girecek Children of the Whales (Ekim'de Japonya'da gösterime girecek) için de uygulayacakmış.
Godzilla: Planet of the Monsters, diğer Netflix filmlerinden farklı olarak Netflix'in ayrıcalıklı bir parçası olacak ve yayınlanma tarihinden önce Kasım ayında Japon sinema salonlarında gösterime girecekmiş. Amerikan LeSean Thomas'ın bir çizgi romanına dayanan orijinal bir seri olan Cannon Busters da, Japon stüdyo Satelight tarafından animasyona uyarlanacakmış.
Yukarıdaki orijinal yapımların haricinde; Netflix 2018'de Baki, Lost Song, Sword Gai: The Animation, A.I.C.O. Incarnation, B: The Beginning ve Devilman Crybaby isimli yapımlara da yayın akışında yer verecekmiş.
Bunlar güzel haberler, ama bir yandan insan endişe etmiyor değil; çünkü gün geçtikçe anime yapımlarının kalitesinde benzer düşüşler yaşanıyor ve daha çok kitleye ulaşıldığında daha da fabrikasyon işlerle karşılaşmamız olası. Fakat, bunun tam tersinin olması da mümkün. Biz yine animeseverler olarak en olumlusunu düşünelim. Lakin; live action'dan umarım hem ABD hem Japonya uzak durur. Çünkü olmuyor olamıyor. Onun yerine animelerden esinlenen ya da beslenen şahane işler yapılmaya devam edilebilir pek ala; bknz: Inception (Paprika esin kaynağıdır) ve Black Swan (Yönetmen acımamış Perfect Blue'nun neredeyse aynısını yapmıştır ve iyi ki yapmıştır) gibi...
etkinlik kaynak: cnet
Yorumlar
0 comment