Netflix Death Note Film İncelemesi
Geldi çattı ve sonunda izledim. Peki ne buldum ?

Dikkat !!

Bu yazının spoiler derecesini 1 ve 10 üzerinden değerlendirirsem yüksek olasılıkla 9.5-10 diyebilirim o yüzden spoiler içerir dememe gerek yok. Açıkçası sadece bir film izlemek için Netflix üyeliği almayı düşünmüyordum, zaten 1 ay ücretsizmiş. Neyse, konumuz bu değil. 

Ben ne izledim öyle ?

Rezalet!.. Kafam çok karışık, kelimelere dökerken bile neler söyleyeceğimden emin değilim. Çok beklentim vardı ve beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Açıkçası live-action işini halleden grup Netflix olunca çok rahatlamıştım, çünkü biliyorsunuz ki bazı live -action hikayelerini Amerikalılar yapınca adam akıllı oluyor (diyordum bugüne kadar) ama gördüğüm üzere gerçekten de kötü şeyler izledim.

Ne oldu ne bitti ne izledim ne izlemedim

Hikaye, Light başkalarına sınav sorusu satarken başlıyor. Bizim Light bu hikayede annesiz büyümüş, annesi bir suçlu tarafından öldürülmüş ama suçlu kefaretle kaçmıştır. Ana karakter de "Adalet nerde? Keşke özel bir gücüm olsa da yargı dağıtsam" gibisinden geziniyor. Misa'nın adı 'Mia', neden bilmiyorum; amerikanvari bir ortam yaratmaya çalışmış olmaları beni üzdü çünkü yaratamamışlar! Light'ın babası yine polis; Kira'dan hoşlanmıyor hikaye ile aynı. Light ise asi bir çocuk olmuş dayak yiyor, ceza alıyor, ailede kavga gırla; yani sorunlu bir gençlik hayatı geçiriyor. (ana hikayeye zıt olarak)

Gökten defter düşüyor; adı yazılan ölür yazısını okumasına rağmen umursamıyor Light. Ryuk ortaya çıkıyor sonra o kadar saçma bir sahne oluyor ki orası... (açıkçası hatırladıkça gülüyorum) Light, Ryuk' u görünce kız gibi çığlık atıyor, masanın altına saklanıyor. Ryuk diyor ki "Senden önce de bu defteri başkası kullandı bu devreden bir defter (ana hikayeden çok uzak bir olay) eğer 7 gün kullanmazsan başkasına vereceğim defteri." diyor (böyle bir kural yok yeniden yazmışlar) sonra Light dışarıda kabadayılık yapan bir oğlanı görüyor, Ryuk "İsmini yaz olacakları gör." diyor. Çocuğun ismini yazıyor, Ryuk diyor ki "Nasıl olacağını da yaz" (şimdi nasıl öleceği durumu ana hikayede çok uzun bir süre kullanılmıyor sadece kalp krizi yöntemini kullanıyor ki ölüm kaza olduğunu zannedilsin ancak bu hikayede resmen "MERHABA KIRA BENİM VE BURADAYIM" gibi bir hava ile hata yapmışlar. Light nedense sıradan bir ölüm yöntemi değil de "kafası kopsun" yazıyor. Buna bence yorum yapmama gerek yok. Çocuğun kafasının koptuğu sahne çok dandik ve her yere kan fışkırıyor sanki biri üstlerine ketçap dökmüş gibi... Yani olmamış! Sonra Misa (çok pardon) Mia geliyor ve Light' a diyor ki "O kabadayının ölümüne üzülmedim, iyi ki öldü ohh canıma değsin" bizim Light da hayatında hiç kız görmemiş gibisinden "Onu ben öldürdüm nasıl yaptığımı görmek ister misin?" diye soruyor (şimdi bu nedir?!. Yermeye hiç çalışmayacağım siz, zaten şuan yeriyorsunuzdur ve o an aklıma tonlarca soru geliyor. Mia deftere dokunduğunda Ryuk'u göremiyor ki bu mantıksız bir durum. Daha sonrasında Light'ın yaptığı o zeki hamlelerin hiçbiri gösterilmiyor filmde.

Filmin 20. Dakikasında bir anda Kira'ya tapıyorlar, Amerika Kira'yı tanıyor, İnterpol Kira'yı araştırmaktan vazgeçiyor. (bunlar çok sonra yaşanıyor siz ne yaptınız?) 400'den fazla kişi öldürmüş ama hiçbirini göremiyoruz (yani o akıl çelen zeka oyunları nerede?) Bu arada Mia ve Light sevgili oluyorlar ama Light o kadar ezik biri ki Mia onu parmağında oynatıyor. (dediğim gibi bildiğiniz Death Note hikayeleri değil bu film) Sonra L ve Watari geliyor. Açıkçası hiç önemli bir gelişme yaşanmıyor; Light'ın babası polis teşkilatında tek başına adalet savaşı veriyor ve evet bu filmde Matsuda veya Aizava gibi yardımcı sevimli karakterlerimiz yoktu. L soruşturmaya devam ederken bir anda diyor ki "Light Kira imiş " ve bir kafede Light ile buluşuyor ve "Seni tutuklayacağım" gibisinden adalet vaazları veriyor. O esnada ne mi oluyor? 12 FBI ajanı öldürülüyor. Nasıl mı? Mia yapmış! Peki niye yaparsın? Light'ı ekstra tehlikeye atmanın nedeni nedir diye sorduğunda ise "Benim defterim yok kıskanıyorum" oluyor. (evet filmde Rem yok) 12 FBI ajanının öldürülmesi o kadar önemli bir olay ki Death Note hikayesinde; ama bu filmde sanki sıradan bir ölümmüş gibi gösterilmiş. (hatırlayanlar bilir Ray Pamber ve nişanlısı Naomi Misora mesela ne kadar harika hikayelerdi ama hayır onlardan da bahsedilmiyor) Light L ile görüştükten sonra diyor ki "Yüzünü gördüm şimdi adını öğrenmek kaldı." diyor (filmde tonla yalan kural var ama şinigami gözü yok ne kadar güzel) ve adını öğrenmek için Watari'yi kontrol ediyor. Nasıl mı? Deftere Watari yazıyor ve komutları veriyor... Watari'nin gerçek adı Watari değil ki Netflix! Neden bu kadar aşağılayıcı bir şekilde Death Note hikayesini rezil edersiniz?

Daha sonra Watari'ye L'in bilgilerinin saklandığı yetimhaneye gitmesini emrediyor Light. O yetimhane aynı zamanda Near ve Mello'nun da bulunduğu Wamish yetimhanesidir ancak bu filmde yetimhane, terk edilmiş akıl hastanesi havasında yaratılmış. Bilgileri vermek üzere iken Watari öldürülüyor. Kim tarafından? Mia! Light gidiyor Mia'nın yanına diyor "Ne yapıyosun saçmaladın mı?" derken Mia "Defteri gizlice senden çaldım ve adını yazdım. Gece yarısı ölüceksin eğer defterin haklarını bana vermezsen ruhuna fatiha" (en iyi 10 anime ihaneti listesine girer bu) Misa Light'a ihanet ediyor? Yani dünyanın sonu gelmiş olmalı.

Bu arada Watari'nin öldüğünü öğrenen L ise öfkeden kuduruyor ve bebek gibi mızmızlanıp ağlamaya başlıyor. Polis arabası çalıp Light'ı bulmaya çalışıyor. Bulduktan sonra ise 15-20 dakika kadar kovalamaca yaşanıyor (izlediğim en anlamsız kovalamacadır) Light kaçmayı başarınca dönme dolapta Mia ile buluşuyor elinde silahla herkese tehdit yağdırarak dönme dolaba biniyorlar. (Artık giderek saçmalamaya başladılar zaten eleştirmeyi bile hak etmiyor film) Sonra Mia "Defteri ver seni seviyorum" diyor Light "Öyle mi ya? Ben de seni." diyor salağa yatıyor defteri Mia'ya verince... Saçma bir beyin kavgası oluyor... Light sayfanın yok olmasını sağlıyor (öleceği) bu arada Mia'nın adını deftere yazıyor ve onu öldürüyor bu esnada dönme dolap parçalanıyor ve yıkım...

Light komada her şeyi önceden planlamış defter ona geri dönüyor, L ise hiçbir şey ispatlayamadığı için rezil biri oluyor, Light'ın babası Kira'nın kim olduğunu öğreniyor oğluna "Demek sendin ha!" diyor. Bu esnada L son bir şey hatırlıyor. Light'ın evine giderek yırtılmış bir death note parçası buluyor. (nasıl olduğu bilinmez L Death Note'un ne olduğunu bilmese bile sanki sahibiymiş gibi kullanmaya hazırlanıyor) Her şey mahvolduğu için Light'ı öldürmek üzere kalemi alıyor (ama prensiplerine aykırı geldiği için bunu yapıyor mu yapamıyor mu göremiyoruz) ve sonra Ryuk gülüyor. Light diyor "Komik mi?" Ryuk da "Az sonra olacakları izle" derken film bitiyor.

Bir dakika ne?!. Az önce filmi yarım bitirdiler!

Kısacası

Kan, vahşet, kötü oyunculuk, L'in şekerleri ve Ryuk'un elma sevdasının fazla gösterildiği, sadece kamera görüntüleri ve Ryuk un kattığı güzellik ile en azından 1 puan kazanmayı başardı bu film. Kısacası puanım on üzerinden 5 (o da Death Note'a olan saygımdandır). Maalesef aylarca bekleyip böyle bir hayal kırıklığına uğramak beni gerçekten üzdü. Umarım Netflix bir daha live-action yapmaz.

Normal yazılarımdan daha uzun bir yazı olmasının sebebi animeler.net'e başlamamın sebebinin Death Note fragmanı olmasıdır, yani benim için önemli bir konu. Sizin düşünceleriniz neler? Yorumlara yazmayı unutmayın lütfen. 

Sadece Animeler ve Mangalar hakkında konuşmayı ve incelemeyi seviyorum :D....

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları