2017 Biterken Online Oyunlara Son Bakış
2017 Yılında çıkan onlarca Online oyun arasında kısılıp kaldık. Bazılarının reklamları olağan üstü bir şekilde güzeldi ve denedik ancak beğenemedik bir türlü. Bazıları ise geri planda kaldı ancak çok kaliteli bir kitle edindi. Kimileri de sessiz sakin bir şekilde yoluna devam etti. Gelin bir bakalım bu oyunlara.

Steam çıktı çıkalı Online oyunlar daha doğrusu bağımsız firmalar bir gerilemeye girdi. Yeni firmalar ve eski firmalar oyunlarını bir bir steame taşıdı. Öyle ki kendi aplikasyonu olan oyun firmaları bile oyunlarını Steam'e geçirmeye başladı(Origin). Durum bu olunca bazı oyunlar da kendini parlatmayı başaramadı. Bu oyunlara bakarken yıl içinde başarılı bir çizgiyi yakalamış oyunlara da değinmeyi unutmayalım. Belki anime oyunları ile yazdığım yazıdan farklı olacaktır ancak kimi oyuncular online oyunları oynamayı sever. Gelin şöyle genel olarak oynadığım oyunların listesine ve eksilerine artılarına bakalım. Bu oyunlar aynı zamanda Twitch üzerinden en çok izlenenlerden alındı.

Dip not:

Pay to play: Oynamak için para ödemeniz gerektiği anlamına gelir.

Free to play: Bedavaya indirip oynayabilirsiniz.

Pay to time:Oyun süresi için para ödenmesi gerekli.

Önceki yazılarımdan birisi olan yıl sonu indirimi yazısı da şurada dursun;Anime ve Mangalara Göz Kırpan Yılbaşı İndiriminde Alınması Gereken Top 10

Oyun Firması Blizzard:

Blizzard Firması gerçekten devasa bir firma. Bünyesi altındaki efsanelere bakarsak Warcraft serisi ve akabinde gelen World Of Warcraft, pek tabi unutulmaz oyunu Diablo serisi, Lost Vikings ve de geçen yıl karşımıza çıkardığı Overwatch. Bir de online Strateji oyunu efsanevi Starcraft. Günümüzün Yu-Gi-Oh!'u olan Hearthstone Heroes Of The Warcraft. Bu oyunların hepsinin çok güçlü kitleleri var ancak bu oyunlar bu yıl içerisinde ne yaptı?

Unutmadan söyleyelim; Blizzard bir çok oyunu alırsanız size diğer oyunlarında da yardımcı olacak az biraz bir şeyler hediye etmekte. Örneğin Hearthstone oynuyorsanız size World of Warcraft'ta kanatlı bir at veriyor. Heroes of the Storm eventlerinin bazıları da Overwatch için skin dağıtmıştı mesela.

Overwatch(Pay to play);

Image

Firmanın Türkiye'de en çok ilgi çeken oyunu şüphesiz Overwatch oldu. İlgi çekti ancak euro-tl kuru nedeniyle oyuncu kitlemizi kendine çekemedi zira oyunun en zayıf paketini çıkışından sonra almamız için yetmiş lira gibi normal halli bir ücret ödememiz gerekirken bu yıl içerisinde almayı istediğimizde yüz otuz lira ve üstü miktarda paralar konuşulur oldu. Ara sıra doksanları gördük, o sırada alanlar haline şükretti. Durum bu olunca Overwatch Türk oyuncudan yavaşça soyutlandı.

Peki yıl içerisinde oyunda neler gördük? İlk olarak Sezon 2'den itibaren değişen metalar gördük. Moba/fps karışımı olan bu oyun için ilk başladığımız sırada "Meta olur mu?" diye düşünürken katı takım sistemleri oluştu ve aynı şekilde Sezon 2'de lig sistemi de değişti. 

Çıkışında aldığı "Lol Killer" yani "Lol'ün Katili" lakabını Türkiye bölgesinde gösteremedi.  Kore'de Lol'ü silip süpürdü ve pek çok kadın oyuncu arasında kendi ismini hatırlattı. Bunu yapmasındaki en büyük faktörlerden birisi karakterleri için bir zamanlar Lol'ün yaptığı karakter tanıtımları için hikayelerinden kısa animasyonlar yapması. Bu şekilde canlı tutmayı başardı ancak oyunun, topluluğu sebebiyle tam olarak İngilizce düşünülmeye başlandı; zira oyuncuların iletişim halinde olması gerekmekte. Bu durum da Voice Chat(Sesli konuşma) için İngilizce bilmeyi zorunlu tuttu.

Oyun Blizzard firmasına ait olunca eh beklentiler de kurgusunun gelişmesi ve de sağlam bir temele oturtulması bekleniyor. Bunu da karşıladı oyun. Her karakterin henüz geçmişini öğreniyoruz. Yıl içerisindeki birinci yıl kutlamaları sırasındaki "Uprising" oyun modu ile oyuna adeta bir Story Mode yani Hikaye Modu getirildi. Bu da oyunu gayet aktif hale getirdi.

Hep artılarından konuşmamız doğru olmaz. Oyunu oynayan kitle yurt dışında küçük yaş gruplarına çok yayıldı. Bu nedenle takım oyunu bir miktar kişisel oyuna döndü. Herkes öldürme peşine düştü. Bu nedenle lig puanlamaları bir aşağı bir yukarı çalkalanmaya başladı. Oyunda ne kadar iyi performans verseniz de bir süre sonra yükselememeye başladık zira lig sistemi bize izin vermiyor.  Bu nedenle oyun biraz oyuncu düşmanı oldu.


Hikayesine genel bir bakış yaparsak hala pek çok noktası karanlık ancak Overwatch isminde seçkin bir askeri grubun karakterlerini oynuyoruz. Pek tabi onların düşmanı niteliğinde aynı şekilde nitelikli paralı asker ekibi olan Talon grubunun da karakterlerini oynuyoruz ancak tek durum bu değil. Ominic adı verilen mekanik, yapay zekaya sahip robotlar ve de insanlar arasında da bir savaş süregelmekte. Pek tabi barışı isteyenler de bulunmakta. Pek tabi Overwatch'un kara bir geçmişi de bulunmakta. Blackwatch isminde kelle avcısı bir ekibi ve de bu ekibin bir geçmişi bulunmakta. Her ne kadar karanlık bir hikaye ve bizim için bilinmeyen nokta olsa da zaman içerisinde Blackwatch yıkılıyor ve bizim en çok bildiğimiz karakterlerden birisi olan Reaper'a hayat veriyor. Overwatch ise özel yetkileri kısıtlanıyor ve bilim-askeriye projeleri iptal oluyor... Bizse tam bu kaos ortamının ortasında bir çağrı alıyoruz. Bu kaos ortamını bastırmak için özel askerler gerekiyor.

Vaktiniz varsa traillerlarına bir bakın derim. Çok eğlenceliler.

Diablo 3(Pay to play);

Image

Diablo serisinin benim ilk oynadığım oyunu RPG klansmanında bir devrim niteliği taşıyan Diablo 2 oyunu oldu. Diablo 3 çıkınca da bu heyecanla ilk gününde oyunu aldım ancak bu heyecanım bir anda kırıldı. Diablo 3 oyunundan beklediğimi alamadım, zira aynı karanlık ortam ve öznel karakter tasarımlarını göremedim bu nedenle oyunu rafa kaldırdım. Hatta öyle bir kaldırış ki bilgisayarımdan sildim.

Diablo 3 ilk çıktığında Steam gibi oyun içi ticarete önem veren bir sisteme sahipti buna müzayede salonu olarak  bize sunulmuştu. Bu şekilde iyi eşyaları elde edebiliyorduk ancak oyundan çok kısa süre içerisinde kaldırıldı. Bu da üzücü bir durumdu.  Oyun süresinin de kısa sürmesi insanı şaşırtan ve üzen hatta verdiği paraya lanet ettiren bir durumdu.

Bu durumun değişimi ise Reaper Of Soul expansionu ile geldi. Sonunda gerçek bir Online oyun havasını almayı başardı Diablo 3. Bu yeni DLC yani ek paketle birlikte sezonluk karakterler ve Hardcore karakterler bize sunuldu. Sezonluk karakterler bir sezon içerisinde açıp oynadığımız karakterlerken, Hardcore karakterler ise bir kere öldüğünüzde tamamen öldüğünüz karakterler oldu. İkisinin birleşimi ise gerçek bir online oyuna dönüştü. Sonunda bize mükemmel bir deneyime sahip olduk.

Oyuna Necromancer yani ölüleri diriltme yeteneğine sahip bir ölüm büyücüsü karakterimiz ile Diablo 2'deki karakter çeşitlerimizi neredeyse toplamayı başardık lakin oyun çok zorlaştığı için farklı yöntemler de keşfetmeye itti bizi. Bu şekilde moba oyunlardaki gibi bu hack'nslash oyununda da karakterlere özgü buildler geliştirmeye başladık. Oyun sonunda güzel oldu be!


Hikayesi ise klasik Diablo.  Diablo ismindeki şeytan biz onu öldürdüğümüz zaman geri geliyor. Melekler ile arasındaki savaşta baş melek onu öldürdükten sonra Diablo tekrar geri geliyor. Sonunda cenneti ele geçirirken onun adamlarını kovalıyoruz ve dünyadan onu bir daha gelmemek üzere yok etmeye çalışıyoruz ancak sonuç malum Diablo 4 olacak. Yeni gelen expansion-dlc ise bize yeni bir düşman sunuyor. Reaper yani Azrail. Uzrael ismiyle karşımıza gelen bu karakteri de yok etmemiz lazım zira kendisi tasması olmayan kuduz bir köpek. Onu da def edip tarihe ismimizi kazıyoruz.

World Of Warcraft(Pay to play-Pay to time);

Image

World Of Warcraft hakkında söylenebilecek pek bir şey yok. Bunun hakkında ne düşünebiliriz ki? Hikayesini anlatmak istesek romanlar çıkar. Zaten çıkmış! O kadar detaylı ve ilgi çekici bir kurguya sahip olunca Game Of Thrones gibi bir hikaye çıkıyor karşımıza ancak bu yıla geri dönecek olursak...

Dünyanın ana düşmanı olan Karanlık Titan'a karşı sonunda bir savaş açıyoruz. Burning Legion Expansion'u ile sonunda gerçek bir savaşa başlıyoruz ancak çok sayıda saçmalıkla. Misal Horde ve Alliance isimli iki grubumuz aynı düşman ile savaşmasına rağmen birlikte oynayamıyoruz. Tabi bunun sebebi hikayeyi takip edenler için Warchief'in kralı ölüme terk etmesi olarak yorumlandı ancak çok geçmeden Warchief'te canını veriyor. Bu sayede yeni Kral Anduin Wrynn ve yeni Warchief Sylvanas Windrunner ile tanışıyoruz.

Bu kısımda sonunda bizim istediğimiz bir şeyde gerçekleşiyor. İllidari. Yani aslında elf olmasına karşın güç için ve de Legion'u def etmek için ruhunu şeytana satan tarikat niteliğindeki elfler oynanabilir oldu bu yıl! Bu sayede rol oyuncuları için mükemmel bir karakter tasarımına da destek oldu oyun. 

Olanlar bunlarla kısıtlı değil. Bize artifact weapon yani ana karakterlerin kullandığı silahları kullanma izni verildi. Bu sayede kendimizi daha oyunun içinde hissettik. İllidan'ın olmasa da gayet güzel bir çift kılıç elde ettik, Doom Hammer'ı kullanmaya başladık ve de sonunda bulunduğumuz class'ın en tepesine çıktık. Evet gerçekten! Deathknightlar'a Arthas diye hitap etmeye başladılar, İllidari'lere Leader of Damned lakabı verildi ve bu bu şekilde devam etti.

Oyun güzel devam ederken bizim isteklerimize gözünü yumdu. İstemediğimiz görevler yapmak zorunda bırakıldık. Karakter tasarımımıza aykırı, önceleri olan ancak şu anda başarısız olan level atlama sistemine kısılı kaldık. Bu da yetmezmiş gibi tecrit pilavı gibi bir expansion da gelecek yıl bizimle olacak.

Vanilla tarzı karakter kasmayı sevenler için ve de bölge savaşlarını canlandırmak için bir expansion eklendi. Buna da Battle for Azeroth ismi verildi, bu isimle birlikte beklentiler değişti. Eski silahlarımız ne olacak diye düşünmeye başladığımız bu sırada bir cevap gelmezken dünyayı hep birlikte koruduk şimdi gidip bir birimizi yeme zamanı diye saçma bir şey başladı.


Kısa bir hikaye incelemesi olarak bakalım. Evren yaratılırken iki ana diyebileceğimiz grup vardı. Bu ışık ve karanlıktan ziyade 'varlık' ve 'hiçlik'. Evet, Lol 'Void' kavramını buradan aldı, karakterlerini de 'Old Gods'lardan. Efendim, varlık ve hiçlik arasındaki savaş dengeyi sağlıyor ancak hiçliğin efendisi sayılabilecek olan Void Lord'lar çok daha güçlü, yaratıcı sınıfındaki karakterlerse Titanlar. Lord Of The Rings'ten esinlenilmiş bu titanlar yaratıcı güce sahipler. Her ne kadar kim neyi yarattı diye bir konu olmasa da Azeroth isminde bir dünya var. Pek tabi Drenor ismindeki Orc kabilelerinin yaşadığı başka bir dünya daha. Azeroth'ta ise bir savaş süregelmekte. Bu savaşta Void'in yarattığı Old Gods yani Eski tanrılar tarafından verilmekte. Dünyayı ele geçirip güce güç katacaklar özetle. Bu eski tanrılarının özelliğine değinirsek bulundukları yeri kirletiyorlar. Bunu Tales serisindeki kötü niyet ve ya Soul Eater serisindeki delilik gibi yorumlamak makul olacaktır. Bu savaşı durduranlar ve hapsedenler de Titanlar oluyor. Bu titanlar arasındaki en güçlü Titan da Kara Titan lakaplı Sargeras. Sargeras Old God'ların kökünü kazımaya yemin ediyor ve uzayda gezegen gezegen gezip kötülüğün kökünü kazımaya çok yaklaşıyor ancak Dreadlord diye geçen bir ırk bir şekilde Sargeras'ın aklına giriyor. Sargeras'ta kötülüğün sonu yok, o zaman her şeyi yok ederim diyor Uchiha Madara misali. Güncel zaman kadar olaylar olaylar. Dedim ya kitap olur. Her neyse, şimdiki zamanda ise sonunda tüm ırklar baş kaldırıp hep birlikte Sargeras'a savaş açmış durumda. Bu savaş bitince de bir birlerini yemeye geri dönecekler. Bakalım ne olacak...

Hearthstone Heroes of the Warcraft(free to play);

Image

Hearthstone pek çok değişim yaşadı bu sezon. Warcraft'ı takiben çıkan kartlar bu sezonda devam etti. 

Başladık Un'goro ile. Bize elemantal kavramını kazandırdı. Bu elemental kavramı ile pek bir değişime giremedik ancak! Jade Lotus, Kabal gibi gruplarla bize üçlü gruplar kazandırdı. Fiziksel ve büyü pek tabi karışımı karakterler belirlendi. Bu yılın hatta gelecek yılın Nisan ayına kadar bir meta çizgisi çıkarılmış oldu Ungoro ve Mean Streets of Gadgedzan ile.

Gidecek gelecek denirken öncelikle bu sezona damga vuran Knights of the Frozen Throne ile karşılaştık, Artas değil de diğerleri donmuş tacı alsa ne olacak sorusuna bir cevap veriyor. Bu sezonda en çok karşımıza çıkansa Priest'in geri dönüşü ve de Druidlerin inanılmaz artışı oldu. O kadar çok boğulduk ki oyuna her girişimizde bu iki class ile karşılaşmaya başladık. Öyle ki oyun bu iki klas arasında geçerken bir anda Rogue miktarı arttı ve üç klas arasına düştü.

Sezonun sonunda ise Cobolds and Katacombs eklemesi ile karşılaştık. Bu sayede oyun sonunda bize bir kaç eksiğini de gidermiş oldu. Oyunun içerisinde belirli bir desteniz olmadan oynayamıyordunuz, bu artık ortadan kalktı zira Dungeon Run yani Zindan Temizleme teması eklendi. Wow(World of Warcraft) için olmazsa olmaz bir temadır. Bunun eklenmesi oyunu bir miktar daha oyuncu dostu haline getirdi. Biraz zengin oyunu havasını alan bu oyun sonunda biraz daha rahat bir hal aldı. Arena oyunları bir miktar daha düzenlendi ve bize daha rahat bir oynanış sağladı.

Oyunu hala Yugi edası ile oynamak için bir miktar para yatırmak gerekiyor ancak günlük olarak yeteri miktarda oynanması durumunda bir kaç ay içerisinde gerekenleri toparlayabilirsiniz. Nisan ayına kadar yapbileceğiniz her şeyi yapın bir miktar gelişin başlamayı düşünüyorsanız. Nisan ayında da yeni kartlar gel git yapınca düzgün bir desteniz olabilir bu şekilde.

Heroes Of The Storm(Free to play);

Image

Heroes of the Storm kısaca HOTS. HOTS bu yıl pek çok ekleme ve çıkartma yaptı. Öyleki oyunu bir an kapatıyorlar sandık ancak aksine oyun git gide daha da güzelleşti. İlk çıktığı zaman ki optimizasyon sorunlarını geride bırakarak çok güçlü bir şekilde bu yıl aramızdaydı. Buna bağlı olarak oyuncularındaki artışta Blizzard firmasının yüzünü güldürdü. Bu gülüş ekleme ve çıkartmaların da sonunu getirmedi.

Hots pek çok mobadan farklı şekilde piyasaya sürüldü. Dota'da kazanılmış başarıyı geri getirmek isteyerek ancak bir farkla.Oyundan para kavramını sildiler. Bu silme pek çok oyuncu için "eee...Fark ne olacak?" sözünü gündeme taşıdı lakin farkı bu sefer takım oyunu ile belirlemek istedi Blizzard. Bunun anlamı ne diyenler için açıklayayım kısaca. 

Oyundan para kavramını silmek normalde farm yüzdesini düşüren bir kavramdır. Herkes bir birini öldürmek için oynar ancak farm yani koridor yaratıklarını kesmek size farklı bir şey kazandırak. Takım gelişimi için deneyim puanı kısaca exp. Exp hayattaki takım arkadaşlarınızın tamamına yayılıyor. Pek tabi birisini öldürürseniz ve ya üstün bir iş çıkartırsanız olay çok az bir miktar yaklaşık %3 kadar değişiyor. Bu değişim dışında önemli olan takımın iletişim halinde olması olarak belirlenmiş. Bu belirlemeyi tam olarak yerine getirmek ve karşı takımla atışmaların önüne geçmek için de oyun içindeki yazışmalar kaldırılmış. Sadece takımınızla konuşabiliyorsunuz. Bu sayede takım oyununu ön plana çıkartan ve optimizasyon sorunları olmayan bir Moba elde edilmiş. Oyuna en son gelen favori ejderham Alexstraza ile de daha da bir şenlik halini alırken oyun yeni karakterler gelmesi umudumuzu da alevlendirdi.

Tabi moba dendiğinde akla Build kavramı geliyor. Her karakterin farklı kullanışları olmalı ki esnekleşebilsin. Bunun için de Wow'dan çok tanıdık bir kavram olan Talent geldi oyuna. Talent basitçe anlatırsak aynı yetenek için kullanılan farklı etkilerdir. Bunu daha iyi anlatmak istersem iki karakterin de yeteneği ateş etmek ancak talentleri farklı olabilir. Birisi seri atışı seçer öteki ise güçlü ve yavaş olanı. Ki bu tek bir seçimden oluşmuyor. Talent ağacınız git gide dallanıp budaklanıyor.

Blizzard firmasından bahsederken oyunların hep bir hikayesi olur demiştim. Bu sefer yok, aynı Hearthstone oyunundaki gibi bu oyunda başka oyun karakterlerini içeriyor. Hearthstone sadece World of Warcraft karakterlerini içeriyordu ancak bu oyun tüm çıkmış Blizzard oyun karakterlerini barındırıyor. Dota'da zaten Warcraft evreninin karakterlerini kullanıyorduk bunda da olması şaşırtmazdı bizi. Diablo seçebilirsiniz karakter olarak, başka bir arkadaşınız da melek olur kim bilir. Özetle karakter sorununuz olmayacak dostlar. Kurun takımınızı eğlenin derim.

Starcraft I/II(free to play);

Image

StarCraft serisi hakkında çok bir şey söylenemez. Oyun yıllar boyunca yayında olduğundan yeni oyuncular için bir miktar zorlayıcı. Starteji oyunlarının Online olmasına pek alışkın değiliz. Bir miktar profesyonel yayıncılarımızın bilgi vermemesinden bir miktar da tecrübesizlikten olsa gerek bize Value yani Değer sözünü öğretememişler.

Value birim başına aldığın değer anlamına gelmekte. Kart, FPS, Moba ve strateji ve pek tabi yazamadığım diğer oyun tiplerinde Value kavramını bilmeli ve kullanmalıyız. Bir mermi ve ya durduğunuz yerin değerini belirlemeniz ve maksimum seviyede kullanmanız gerekmekte. Moba oyunlarda da bu aynı şekilde, aldığınız eşyayı vaktinde, döndüğünüz yeri zamanı vaktinde seçmelisiniz. Stateji oyunlarında ise bu maksimum seviyeye çıkar.

Maksimum seviyeye çıkmasının anlamı, ilk olarak işçileri hedef almanız. İşçileri hedef alırsanız para kazanamaz, para kazanmayınca asker basamaz. Askerleri olmazsa bana karşı koyamaz ve tekrar işçileri gelene kadar da vakti azalır. Erken saldırırsam geç oyuna yatırım yapamam. Bu şekilde düşünmemiz gerekiyor.

Bu düşüncenin zirve yaptığı yerse ırk seçimi. Irkların bina yapımından tutun para kazanma hızları bile farklı. Bu fark nedeniyle oynama şeklinizi de değiştirmeniz gerekiyor. Oyunda bulunan ırklara da kısaca değineyim;

Zerg: Bildiğimiz alien gibi gözüken uzaylı ırk. Bu ırkın özelliği hızlı büyümesi ve hızlı asker elde etmesi. Çok güçlü komposizyonları yok belki ancak çok hızlı büyümesi sebebiyle siz askerlerinizi hazırlarken bir anda devasa bir rush/agro/baskın yaşayabilirsiniz.

Protos: Bu da predator benzeri gelişmiş olan uzaylı ırkımız. Askerlerimiz ana gezegenden ışınlanarak geliyor biz sadece ışınlanmaları için harcama yapıyoruz. Bu tema çok hoşuma gitmiştir söylemeden geçemeyeceğim. Genel olarak güçlü ancak zamanlamayı iyi ayarlamanız lazım.

Terran: Bu ırkımız da insan ırkı. Ne güçlü bedeni var ne de özel bir teknolojileri var bu nedenle daha mecha tarzı. Gundam'dan fırlamış olmasa da andıran robotlarımız, tanklarımız ve de tüfeklerimiz var. Çok deneyemediğim için genel bir yorum yapmak istemiyorum ancak çokça yapıya bir anda sahip olabiliyorsunuz. Bu da size hızlı bir ilerleme kat ettiriyor.


For Honor(Pay to play):

Image

For Honor... İlk çıktığında bedavaya streamerlara dağıtıldı, Youtube'da onlarca reklamı yapıldı. Yıla damgasını vuracak dendi. Türk oyuncular için Mount and Blade çakması olarak yerini aldı ancak hiç bir zaman iyi bir yere oturtulamadı. Oturtulsa şaşırırdım aslında.

Oturtulmaması için pek çok sebep var. Öncelikle oyun o kadar pahalı ki eğer ben samuray bir karakterle oynamak için bu denli hevesli olmasam asla almazdım. Asla. Aldığıma da bazen pişman oluyorum. Oyunun fiyatı gerçekten çok uçuk. Oyuncu sayısı az olduğu için açığı taneden kazanmak için birim fiyatı pahalı tutmuşlar. Türk oyuncu ucuz ve hızlı oyunlar arar. Oyunun adı Onur İçin ancak oyunda onur namına bir şey yok.

Birebir dövüşler her ne kadar eğlenceli olsa da bölge tutma savaşlarına girdiğimizde bir anda tepemize on kişi biniyor. Oyun bile "not honorable kill" yani "onursuz öldürme" yazısını gösteriyor bize. Buna rağmen devam ediyoruz. 

Oyunda çokça antik savaşçı var. Bu antik savaşçılara bir göz gezdirirsek üç gruba indirgenmiş Asya, Kuzey, Avrupa olarak. Bu grupların hepsinin kendi hikayeleri var. Oyundaki amacımıza gelecek olursak bulunduğumuz tek parça kıtayı ele geçirmek. Biz ne kadar çok oynarsak ve kazanırsak o miktarda askerimiz oluyor ve bunları bölgelere konuşlandırarak savaşlara sokuyoruz. Tabi bunu göremiyoruz, tüm oyuncular da farklı yerlere yerleştiriyor. Bu şekilde genel bir sezona erişiyoruz beş bölümden oluşan.

Bu beş bölümden üçünü kazanan sezon galibi oluyor, pek bir ödülü yok ancak sıralamanıza etkisi oluyor. Oyunda üç ırka ayrılan karakterlerimiz var demiştik. Örnek vermek gerekirsek Japonya'da Samuray, Kensei, Shinobi gibi karakterler barındırıyor. Hepsinin farklı özellikleri var karakterlerimizin. Mızrak kullananlar ve uzun kılıç kullanan karakterlerimizin menzili fazlayken, tank olarak adlandırabileceğimiz karakterlerimiz yavaş ve ağır zırhlara sahip. Bunların dışında kalkan sahibi ve ya klasik bir çift elli kılıca sahip olabilirsiniz. Bu çeşitlilik çok hoş. Karakteri ne kadar oynarsanız o denli de seviye atlıyor karakteriniz. Bu sayede daha iyi ekipmanlar alabiliyorsunuz.

Buraya kadar iyi hoş ancak karakterler çok dengesiz. Bilen kişilerin karşısına bilmeyen kişiler geliyor. Bu durumda yeni oyuncular ezildikçe eziliyor. Bir de karakterler dengesiz dedim değil mi? Onun anlamı da yeni bir karakter geldiği anda çok güçlü olması. O kadar güçlü oluyor ki durduramıyorsunuz ve her oyunda görüyorsunuz. Bu da yetmezmiş gibi oyun içinde çok pahalı olan bu karakterleri oyun dışında almak isterseniz de çok pahalı.

Ne denir ki... Para için yapılmış, ünlü olamamış... Eh bir yerden para çıkartacaklar... Neyse...

Rainbow Six Siege(Pay to play):

Image

Swat oyunu vardı bildiniz mi? Çocukken herkesin almak istediği oyun. Asıl sayısının kaç tane olduğunu bilmediğimiz oyun. Bu oyun Swat serisinin devamı gibi ancak farklı bir oyun. Bize özel bir ekipteki askerlerden birisi olma imkanı sunuyor. Asker demek doğru olur mu bilemiyorum zira Polis olup olmadıkları tartışılır bir mevzu lakin oyun bize çok eğlenceli bir oynanış sunuyor.

İstediğimiz şekilde kullanabileceğimiz çeşitli eşyalar, halatlar ve daha fazlası. Gerçekten bu oyun oynanamaya değer diyor. Oyun motorunun gücü ise tartışmasız. Ben gerçekten bu oyunu severek oynadım ancak tek sorunu bunun da bir hikayesi yok arkadaş. Bulabilsem bulacağım ancak yok.  Demek isterdim kısa kesmek için ancak bize on bir adet görev sunuyor. Bunlar farklı çeşitlerde görevler hepsine tek tek değinmek istesek sonu gelmez. Her seferinde farklı yorum yapmamız gerek. 

Sonuca gelirsek. Rainbow Six Siege, Counter Strike'ın olmasını istediğim hali gibi. Gerçekçi ve gerçekten yenilikçi bir fps oyunu. Ben oynamanızı tavsiye ederim. Hele ki bir ekip kurup ciddi oynarsanız bu oyun sizi göklere çıkartır.

 Playerunknown's Battlegrounds(Pay to play):

Image

Playerunknown's Battlegrounds kısacası PUBG, benim başarısız tahmin ettiğim ancak çok tutan oyunlardan birisi oldu. Nedenini ben kavrayamadım zira çok oyunculu haritalar epey süredir var Planet Side 2'nin bize sunduğu çoklu oyuncu deneyimini tekrar sundu önümüze. Planet Side neden tutmadı, PUBG neden tuttu bir türlü kavrayamıyorum ancak bir şekilde tuttu.

Oyun bize çok fazla sayıdaki oyuncuyla oynama imkanı sunuyor. Haritada adeta bir survivor ortamı yaşıyoruz. Tek kişiyken etrafınıza çokça dikkat etmeniz gereken ve Value kavramını bir yerde tutmanız gereken bir oyun; birden fazla arkadaşınızla girdiğinizde iletişimi sıkı tutmanız gereken bir oyun. 

Haritanın belirli yerleri önem arz ediyor. Oyunu oynadıkça ve ya yayınları izledikçe bunu kavrıyoruz ancak oyundaki amacımız sadece sağ kalmak mı diye sorguluyorum bir yandan da. Bu sorgularımı sürekli hareket halinde kalarak atlatırken araçlar arıyoruz pek tabi sağ kalmak için gereken eşyaları da aramaya devam ediyoruz. Biraz MGS 3'ü andırır bir ortam söz konusu. Biz aramalarımıza devam ediyoruz ancak burada aklımı kurcalayan bir soru da Grafikler. Grafikler pek çok soruna sahip, aynı zamanda atlama ve ya düşme gibi motor etkileri de gerçekten çok zayıf. Oyunun ünü zaten grafiklerinden gelmiyor ancak nereye gittiği de belli değil.


Oyuna eklenenler ve çıkarılanlara bakacak olursak gerçek bir Rework yapmıyorlar. Yapılanlar da göze batmıyor, batanlara baktığımızda silah ekleniyor ara sıra... Hoş güncellemeler son sürat devam ediyor ancak Unreal Engine 4 ile tasarlanmış bu oyunun acı çektirecek kadar kötü grafikleri göz korkutmuyor da değil. Oyunu oynamak mantıklı olur ancak sadece Battle Royal mantığındaki oyunların azlığından dolayı. Battle Royal ise son kalan kazanır anlamına geliyor. 

Hikayesine yorum yapmak isterdim ancak kimse fark etmedi mi arkadaş bu oyunun kesin bir hikayesi yok. Bu nedenle bu bölümü de pas geçiyorum. Özet geçersek. Tırt grafikler ancak iyileştirilebilir görünen, Unreal Engine 4 kullanmasına rağmen darbe efektinden yoksun bu oyun garip bir şekilde eğlenceli. Alıp biraz oynayın ancak beğenmezseniz beklemeyin, iade edin gitsin.

Black Desert Online(Free to play):

Image

Black Desert Online çıkışı ile çok ilgi çekici vaatlerde bulundu. At yetiştirme çokça komedi malzemesi oldu ancak atın antik savaşlardaki yerini unutamayız. Kos koca wow tarihinde Arthas ölüleri diriltme yeteneği kazandığı an ilk olarak atı Invinciable'ı diriltmiştir. Hatta Paladin olmasında etkili olan şey de atını kurtaramayışı olmuştur. Bu nedenle güzel bir nüans olduğunu düşünüyorum.

Bu duruma bakınca pek çok yorum da yapıldı ancak en önemli yorum oyuncunun piyasaya etki edemeyecek olması. Bu bana göre saçma bir şey ancak diğer oyunlarda para yatırma olayını önleyip kendi oyun paralarını satma çabası gibi görünmekte zira piyasayı oyuncunun kontrol edememesi MMO/RPG kavramına yakışmayan bir şey.

Her şeyi yapabiliyoruz mantığına gelecek olursak. Bu yeni bir şey gibi sunulmuş ancak biz bunu daha önceden gördük. Nerede mi? Albion Online/Ultima Online oyunlarında gördük. Bu oyunlarda evden, yemeğe. Yemekten ev yapmaya oradan tutun silahların yapımına kadar her şey oyuncu eliyle çıkıyordu. Bu bizim Türk oyuncularına çok hitap etmez genelde, öncelerde gördüğümüz şey tekerrür ederse... Hitap etmez çünkü çok fazla uğraşmayı sevmeyiz. Hazıra konmak ve direk aksiyona girmek daha kolay gelir bize. Bu durumu aşabilirsek güzel olur. 

Türkçe desteğe sahip olması güzel bir şey ancak büyütülecek bir şey mi bilemiyorum.  Türkçe desteğin artısı olan şeylere bakarsak;

-Karakter statlarınıza uygun eşyalar seçebilmek.

-Eşyaların özelliklerini daha iyi anlayabilmek.

-Hikayeyi daha iyi kavrayabilmek.

-Görevleri ve görev tanımlarını anlayıp oyunda hızlanmak.

Bize sağlayacakları bunlar ancak bunlar İngilizce olsa da bunları anlayabiliriz. Burada asıl olay hikayeyi kavramak. Hikayeyi kavramak asıl konumuz burada. Kurgusuna bakmamız gerekli,  kurguya bir göz atalım isterseniz.

*Bu 4 ülke Valencia adında bir başka ülkeyle ticaret yapıyor. Valencia haritanın sağ tarafında bulunan büyük ülke. Ve Media ise Valencia ve diğer ülkenin arasında kalan ortadaki ülke. Media üzerinden ticaret yaparken Valencia ‘ ya gelen tüccarlar çok büyük bir problemi de beraberinde getirdiler. Black Death yani kara ölüm denilen bir hastalık , Valencia ‘lı tüccarlarla beraber tüm haritaya yayıldı.Kara ölüm nedeniyle , her ülkeden bir sürü asil soydan gelen , kral soyundan gelen ve düşük sınıf insan telef oldu.

Hastalık bulaşan veya bulaştığı düşünülen insanlar aldırışsızca ya idam edildi ya da sınır dışı edildi. 

Zamanla krallığın gücü azaldı ve soylular zayıf düştü. Azınlıkta kalan soylu aileler kendilerini tehdit edilmiş hissedip korkmaya başladılar. Çünkü halk , aslında onların herkezden farklı olmadığını , onlar gibi ölümlü olduğunu gördü. Dolayısıyla zayıflıklarını kabul etmemek için ve egemen oldukları eski düzeni bozmamak için Valencia ‘yı düşman olarak bellediler. Serendia rahipleri , halkı kışkırtarak Black death yani kara ölüm hastalığının Valencia’daki simyacıların ” Kara Taş ” (Black Stone) yi işlemeleri üzerine ortaya çıktığını iddia ettiler. Bunun sonucu olarak da Serendia , Balenos , Media ve Calpheon kendi aralarında bir ittifak oluşturarak Valencia ‘ ya savaş açtılar. 

Bu savaş tam 30 sene sürdü.

Savaştan en çok menfaat ve avantaj sağlayan ise Media oldu. Kara taşın değerli olduğunun farkına varan bu ülke ittifaktan erzak veya silah almak yerine Kara Taş istedi. Diğer devletler henüz Kara Taş’ın değerini bilmedikleri için Black desert dan çıkardıkları karataşları , Mediah’a son derece fazla ve ucuza sattılar.

Savaşın olduğu 30 sene boyunca Media , Valencia ve ittifak devletleri arasındaki ticaretini devam ettirdiği için hazinesini geliştirme şansı buldu. Sonunda yalan nedenlerle ve amaçsız olarak ortaya çıkan bu savaş , 32. senesinde bitti. Artık Valencia topraklarındaki Black Desert üzerinde dökülen kanlardan dolayı Red Desert olarak anılıyordu. Savaştan sonra diğer 3 ülke Valencia olan ticaretini , Media aracılığı ile sürdürdü. 30 yıl süren savaşın ardından artık ekonomileri iyice zayıflamıştı ve Media 'ın topraklarından geçerken artık çok güçlü bir ülke haline geldiğini gördüler.

Önceleri kendileri gibi küçük ve ticarete dayalı bir ülkeyken , şimdiyse yüksek teknolojiye sahip silahları olan bir yer haline gelmişti. Sonradan farkına vardılar ki , Media bu gelişimini Kara Taş’a borçluydu.

Bazı diğer ülkeler topraklarından olabildiğince Kara Taş çıkarıp , Media ' ın sahip olduğu teknolojiye erişmeye çalışırlar. Ancak topraklarında Kara Taş bulunmayan Calpheon , diğer ülkelere savaş açıp onların taşlarını çalmaya karar verdi. Diğer bir halk ise Kara Taş çıkan madenleri kutsal olarak görüp diğer yağmalayıcılardan kurtarmaya çalıştı. Bu savaş sürerken yağmacılık gittikçe artıyor ve bu toprakları kurtarmak için gelen kahramanlara büyük rol düşüyordu. O kahramanlar kimler mi?


Hikaye hakkında yorum yapmak istemiyorum ancak her hangi bir lise öğrencisi hatta orta okul öğrencisi bunu yazabilir. Bu ne biçim hikaye? Arkadaş gerçekten, oynanış ve grafik olarak yenilikçi ve güzel olan bir oyunu bu hikaye ile yayınlarken utanıp sıkılmadınız mı hiç? Oyunun geneli bu kadar güzelken gerçekten şu hikaye yüzünden ben şahsen oynamak istemiyorum. Yeni gösterilen şeylerin eski olması da ayrı mesele. Neyse...

Destiny 2(Pay to play):

Image

Destiny 2 popüler olamamış oyunlar arasında. Gayet iyi bir iş çıkartmalarına rağmen Türkiye oyuncusunun gözüne giremedi. Steam değil Activision'un Blizzard'ı tercih etmesi de bu etkenlerden birisi. Oyun girdiği andan itibaren rap rap sesleri ile ilerliyor. Çok güçlü bir Pc Game firması ile birlikte yürüyor ancak yine kur değeri yüzünden çok pahalı geliyor pek çok bütçeye. Neredeyse yüz elli lira olan bu oyunu almak biraz cesaret istiyor...

Destiny oyunlarını Ps'te görmeye alışkınız ancak optimizasyon problemi çekmiyoruz bu oyunda hatta Ps'te yaşanan hantallık ortadan kalkıyor. Mouse kullanımı sayesinde bize gayet hızlı ve de aktif bir kullanım sunuyor. Bu kullanım sayesinde Overwatch'un hızından bir eksiğimiz kalmıyor.  Oyuncu sayısına bakınca da bir battle royal sunuyor bize. Yirmi kişiye kadar oynanabilir bu oyuna baktığımızda pek çok şeye hayat verebiliyoruz.

Öncelikle hikayemize bir bakalım:

*İnsanoğlunun son güvenli şehri düştü. Red Legion'ın acımasız komutanı Ghaul, elindeki ezici güçle zafere ulaştı ve şehrin Guardian'larının güçlerini ellerinden aldı.

Sağ kalanlardan biri olarak güneş sistemimizdeki gizemli, keşfedilmemiş dünyalara gidip silahları ve yıkıcı yeni dövüş becerilerini keşfetmelisiniz. Direnişin liderliği Guardian'lara, yani size düşüyor.

2014'ün büyük beğeni toplayan oyunu Destiny'nin olağanüstü başarısını devam ettiren Bungie, Traveller'ın seçilmişi olan Guardian'lar, yani insanlar ile The Darkness'ın acımasız kuvvetleri arasında süregelen savaşta keşfedilmeyi bekleyen yepyeni bir macera, dünyalar ve bölgelerle geri dönüyor.

Hikaye gayet basit ve anlaşılır ancak oyuna devam ettikçe bu kadar basit olmadığını görüyoruz. İnsanlar arasındaki çatışmalar ve diğer etmenler sebebiyle gerçekten bir asker kafasına girebiliyorsunuz oyunda. Zor bir oyun, anlayarak oynaması yani ancak gerçekten eğlenceli.

Oyun bize ne vadediyor?

*Fırsatçı House of Fallen yağmacıları ile Red Legion'ın yıkıcı saldırısından kurtulup dört bir yana dağılan sığınmacıların evi olan, engin ve çorak European Dead Zone'un savaş alanına dönen yıkıntılarına inin.

Buradan güneş sisteminin derinliklerine doğru yola çıkıp Satürn ve Jüpiter'in terk edilmiş uydularında, Traveller'ın seçilmişlerinin son kalıntılarını arayın

Vadettiğini veriyor mu derseniz... Fazlasıyla veriyor. Oyunun ücreti bu denli yüksek olmasa eminim ki çok daha popüler olurdu. Çok aktif bir oyun ancak size tavsiyem tek kişi oynamanız yönünde. Oyun gerçekten güzel lakin tek kişi bunaltıcı olabiliyor. Topluluğun içine girmek için hatırı sayılır miktarda bir yabancı dile de ihtiyaç duyuyorsunuz.

League Of Legends(Free to play):

Image

League Of Legends kısaca LOL bizim hayatımıza ben üniversiteye ilk başladığım sıralarda girdi. Yıllar oldu yani ancak pek çok değişime uğradı. İlk çıktığında DOTA çakması diye dalga geçildi sonrasında Moba'yı bir oyun tipi olarak kabul ettik. 

LOL hayatımıza ilk girdiğince çok basit grafiklere sahipti. Adı hiç duyulmamış bir firma yapmaya başlamıştı. Riot kim ki derken şimdi Blizzard'la karşılaştıracak kadar gözünde büyütenler oluyor. Haksız değiller, gerçekten devasa etkinlikler yapılıyor ve Türkiye'yi piyasa olarak gören ender oyunlardan birisi. Bu sayede bizi sonunda sadece Kore oyuncularının gördüğü Ping seviyesine çekmeyi başardılar. Bu başarı çok fazla şey değiştirdi.

İlk olarak grafikleri değiştirip güzelleştirdiler sonrasında eleştrildikleri lig sistemini düzelttiler. Bu düzeltmenin akabinde haritayı bir defa daha değiştirdiler. Rünleri yenileyip kabiliyetleri değiştirdiler. Sonunda elde ettiğimiz şey Türk'lerin oynadığı bir oyun var mı dendiğinde oynanan oyun bu diyecek bir oyun elde ettik. Biraz fazla yayıldı o ayrı mesele; ancak değiştirmeler eklemelerle bu yıla kadar geldi.

Oyunu uluslar arası camiaya yayması ile çok başarılı bir iş çıkarttılar. Bu başarılı işler de şirketi büyüttü ve de sonunda devasa firma Türkiye'ye bir server kurdu üzerine bir de yatırım yaptı ve sonunda bize iyi bir oyun oynama imkanı sundu. Hoş biraz ahlaksız bir topluluk var.

Bu yıla baktığımızda büyük değişiklikler yaşamadık. Karakterler eklendi ancak bazı kilit karakterler hiç bir zaman değişmedi. Değişeceğini de sanmam ancak yeni tutumu hoş olmayan Riot buna devam ediyor. Bu hoş olmayan tutum eskiden karakterlerin hikayeleri olmasıydı. Şimdi iki cümle yaz geç haline dönmüş. Çok üzücü ancak yapabileceğimiz ne var? Her neyse, bu yıl eklenen karakterlerden bazıları Meta'ya eklendi ancak çok bir şey değiştirmediler.  Yeni eklenen rün sistemi ise eski oyuncuları mağdur etti. Pek çok eski oyuncu yatırımlarının karşılığını alamadı ve destek sistemi de buna yardımcı olmayı reddediyor. Umarım bir çözüm bulurlar zira sekiz sayfaya karşılık verilen mavi özle hiç bir şey alamaz buldum kendimi. İyi olan şeyse kostümleri artık oyun içinden elde edebiliyor olmamız ve de oyun parasını farklı şekilde harcayabiliyor olmamız. Hoş bu ne kadar devam eder ve eski oyunların oryantasyon sorunlarını çözebilecekler mi acaba?

Hikayesi ise aslında geliştirilebilseydi çok güzel olacaktı...

Lol'ün hikayesi aslında biraz Black Flag'i andırıyor. Siz oyunu oynarken iki oyun da sizi ana karakter olarak ele alıyor. Şampiyon kelimesi burada manidar şekilde kullanılmış zira oyun bizi o şampiyonu çağırabilecek güçte sihirli yeteneklere sahip bir büyücü olarak kabul ediyor. Ticarileşmenin etkisiyle bu unutulmuş olsa da tema olarak çok başarılı. Her karakterin kendine ait çeşitli hikayeleri var. Zaman faktörü de manidar şekilde kesiştirilmiş ancak arada zaman kaymaları da mevcut. Bizim görevimizse, esasen bu ölmüş kahramanları diriltip şampiyonlar ligini kazanmak. Böylece dileklerimiz yerine getirilecek. Biraz tanıdık mı? Fate kokusunu aldınız mı? Her neyse, bu kahramanları çağırıp oynarken ikili ilişkilerini de unutmuyoruz tabi ki. Çoğu aynı zamanda yaşamış, aynı bölgede. Nasıl tanımasınlar bir birlerini. Gel gelelim öyle ki bir birlerini öldürenler bile mevcut. Bunları kovalamaksa gerçekten eğlenceli. Merak ederseniz, bir çıtlatın onunla ilgili de bir şeyler yazayım.

Beni en mutlu eden şeyi de not düşeyim. Shilin isimli artist lol için karakter çizimleri yaptı. Bir bakın arada bir twitchde çizimlerini bile yapıyor. Sona karakterinin yenilenmesinde, Riven için aynı şekilde yardımları geçti. Bir bakın derim.

DOTA 2(Free to play):

Image

Dota 2 ismini Warcraft 3'ün oyuncular tarafından yapılan bir oyun modu olan Dota modundan gelme. Bana göre saçma bir kavram ancak Warcraft 3'ün eskimesi ve de oynarken internette bağlanmanın zorluğundan doğan bir durumu düzeltmek için yapılmış bir oyun olarak görüyorum.Gelen yeniliklere baktığımızda fazla değil. Yeni gelen oyuncular da aynı şekilde çok bir şey değil.

Oyun çok bir gelişim göstermiyor ancak gösterdikleri de bizim için yeterli. Ara sıra gelen reworklerle Lol'e yetişmeye çalışıyor. Her ne kadar oyuncusu reddediyor olsa da ne oyuncu dostu ne de oynanış açısından rakip olabilecek düzeyde değil. Oyunu övmek için yer arıyor olsam da karakterler warcrafttan geçme karakterler. Bu yüzden çok bir şey söyleyemiyorum bile.

Oynanış olarak oyuncu dostu değil ve zor dedik ancak bu zorluk pek tabi oyuncu kalitesinin ortaya çıkması için ideal ortam sağlıyor. Buildlerin değişken ve hazır olmaması da ayrıca güzel bir durum.  Hoş oyun içi ticarete izin vermesi başka güzel bir durum ancak çokta göze çarpan bir olay değil.

Counter Strike:Global Offensive(Pay to play):

Image

Counter Strike Global Offensive önceki ismini kullanarak hazırlanmış bir oyun. Grafikleri bir miktar değiştirilip güzelleştirilmiş olsa da oyun bir öncekinin aynısı. 

Eğlenceli yapan şey de bu garip bir şekilde. Geçmişten bu güne oynayan insanların oynama sebebi oyunun aynı olması. Yeni oyuncuların oynamasının sebebi de kullanılacak silahların sayısının belli olması ve de oyunun basit oluşu sebebiyle oyuna geliyorlar. 

Fiyatının düşük olması ve de oyun üzerinden para kazanılabilmesi sayesinde oyun gerçekten iyi bir yerlere ulaştı. Skin yani kıyafet satışı ile bu ticareti de canlı tutuyorlar. Arada bir yenileri de ekleniyor. Oyuna son gelen silaha bakınca da gelecekte yenileri gelebilir dememek elde değil. Arkadaşlarınızla eğlenebileceğiniz bir oyun.

Uzun lafın kısası, bunlar benim yıl içerisinde oynadığım online oyunlar. 2000'li yılların başındaki o sürekli online oyun çıkan zamanları hatırladığım zamanları düşününce şu anda tekele geçmiş gibi bir miktar. Hoş denemek istediğim, başladığım ancak yeteri kadar deneyim elde edemediğim oyunlar da var. Gunz, Cabal gibi. Mobil oyunlara da bir göz atmaya başladım. Bakalım göz atma işi ne zaman biter. Yorumlarıma güvenip beğenip alırsanız ne mutlu bana.

Sorularınız için; 

Kudret Abi#7893 Discord hesabım.

kuudereb  ise ulaşabileceğiniz twitch hesabım.

Kudret abiniz kaçar.

En Dip Not: Şimşek hızında imdadımıza koşan editörlerimize teşekkür ederim.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları