Kingdom Hearts dünyanın en saçma fikrinden ortaya çıkmış bir oyun serisidir. Disney evreni ile Final Fantasy evrenini birleştirmek. Düşününce çok saçma geliyor. Ama o kadar güzel işlenmiş ki insana "İyiki de bu oyun var be!" dedirtiyor.
Kim bilebilirdi ki böyle basit bir hikayenin bu kadar karışıp bu kadar komplike bir hal alabileceğini. İlk oyunun incelemesiyle başlayıp Kingdom Hearts III 'ün çıkışına kadar bütün oyunları incelemeyi düşünüyorum. Hadi başlayalım.
Hikaye:
Oyun Sora, Riku ve Kairi olmak üzere üç arkadaşın hikayesini aktarıyor. Bu üç arkadaş küçük bir arada yaşıyorlar. Oyunlar oynarken hep akıllarında bir soru var:Acaba dışarıda ne var? Bu soru zihinlerini o kadar kurcalarki artık bir sal yapıp adadan kaçmayı planlarlar. Ama tam o gece büyük bir fırtına çıkar. Ve bütün adayı karanlık ele geçirir. Üç arkadaş da farklı dünyalara savrulurlar. Sora "Keyblade" adı verilen anahtar tarfından seçilmiştir. Ve Riku ile Kairi'yi kurtarmak zorundadır. Nerede olduklarını bile bilmeden yola çıkmıştır. Donald ve Goofy ile tanıştır. Onlar da Mickey Mouse'ı aramaktadırlar. Ve çok büyük bir tehlike vardır. Karanlık! Ve bunu durdurabilecek tek güç ise Sora'nın elinde tuttuğu anahtardır. Sora hem karanlık ile savaşmak hem arkadaşlarını bulmak için yola çıkar.
Karakterler:
Sora:Bu değişik saçlı kardeş her şeyin anahtarı olan "Keyblade" tarafından seçilmiş kişi olmakla beraber içindeki çocuk onu sürekli farklı maceralara sürüklüyor. Sora, komik, çocuksu, zeki, meraklı ve çok kolay gaza gelebilen bir karakter. Ama en önemli özelliği ise inancını asla yitirmemesi.
Riku:Riku başlangıçta ekipteki karizmatik ve her zaman kazanan çocuk gibi görünse de daha sonra karanlık tarafından kandırılıp yanlış yola düştüğünde Sora tarafından kurtarılmasıyla kendine olan güven biraz düşüyor. Riku daha ciddi, oturaklı ve düşünceli biri olarak karşımıza çıkıyor. Riku'nun en büyük savaşı ise içindeki karanlık.
Kairi:Kairi hakkında ilk oyun yönünden söylenebilecek pek bir şey yok. Zaten oyunun büyük kısmında kayıp. Ama sadece varlığı bile Sora'nın güç kaynağı olmasına yetiyor. Kairi yüzünden sürekli Sora ve Riku arasında bir kendini kanıtlama denemesi var. Çünkü ikisi de Kairi'ye yanık. Ama Kairi'nin seçimi ortada gibi duruyor.
Tabi bunların yayında Donald, Goofy ve Mickey Mouse'da oyunda önemli bir rol oynuyorlar.
Oynanış:Kingdom Hearts oynanış bakımından serinin en zayıf halkası. Daha sınırlayıcı, yavaş, az kombo bulunduran oyunu. Ama aynı zamanda da serinin en zor oyunu. Mekanikler kötü değil yanlış anlamayın. Serinin en kötüsü. Oyunun mekanikleri bu haliyle bile inanılmaz keyif verici. Yakın mesafede Keyblade, uzak mesafe büyülerimiz ile mükemmel bir kombin oluşturuyor. Ve yaptığınız her hamle adeta bir sanat eserine dönüşüyor. Sürekli hissedilen gelişim nerdeyse her bölümde yeni bir keyblade bulmamız, ve sürekli yeni açılıp yetenek puanlarıyla kullanılan yetenekler. Oyun asla sıkmıyor.
Ayrıca oyunda turnuva tarzında büyük kapışmalar da var. Hades, Cerberus ve Final Fantasy VII'nin baş kötüsü Sepiroth gibi.
Düşmalardan düşen ya da yolda kutulardan bulduğumuz eşyalar ile de Sentez adı verilen sistem ile yeni eşyalar üretebiliyoruz. Eğer yeteri kadar eşya üretirseniz oyundaki en güçlü silah olan Ultima Blade'i de üretebilirsiniz.
Dünyalar:Oyunda hikaye gereği sürekli farklı dünyalara gidiyor, farklı yerler görüyor, farklı karakterler ile tanışıyoruz. Tarzan'dan tutun Peter Pan'a kadar birçok Disney karakteri karşımıza çıkıyor. Dünyaların tasarımları gayet güzel. Tek düze de değiller çok karışık da değiller. Ne çok zor bulmacalar var, ne çok basit, birkaç zıplamayla bitirilebilecek alanlar. Oyun her zaman sizi meşgul edecek bir şeyler buluyor.
Oyun müzikleri açısından gayet güzel. Özellikle oyunun açılış müziği gerçekten eğlenceli.
Peki bu oyunun en önemli, dikkat çekici yönü ne?
Duygular! Oradaki karakterlerde çocukuğunuzu bulabilirsiniz, Sora'yla Kairi'nin aşkını hissedebilir, bu üçlünün arkadaşlığındaki samimiyeti ve duyguları açık ve net şekilde görebilirsiniz.
Not:9.3
Yorumlar
0 comment