İlk Bakış: 2019 Sonbahar Sezonu
2019 Sonbahar Sezonunda Neleri İzlemeli?

NOT

 Bu sezonda çıkmasına ve güzel durmasına rağmen bu yazıda değinmeyeceğim animeler:

Chihayafuru 3 (İlk iki sezonu izleyeli üç sene olduğundan onları tekrar izlemem lazım)

Babylon (İlk bölümü aşırı iyiydi, o yüzden tek seferde izlemek için sonraya saklıyorum)

Kono Oto Tomare! 2nd Season (İlk sezonu daha bitiremedim)

Boku no Hero Academia 4th Season

Image

Stüdyo: Bones

Türler: Aksiyon, Komedi, Okul, Shounen, Süper Güç

Kaynak: Manga

Özet: Boku no Hero Academia anime serisinin dördüncü sezonudur.

 Ben Boku no Hero Academia'yı "Sky High" çakması olduğu için sevenlerdendim, yani okulda geçen kısımları için izliyordum. Fakat, ikinci sezonun ortasından itibaren seri farklı bir yola sapıp okulun iç kısımlarından iyice uzaklaşmaya başladı ve benim de seriye ilgim azaldı. Dördüncü sezonda da bu olay devam edecekmiş gibi duruyor. İlk bölüm zaten özet bölümü gibi bir şeydi, hikayeye bir gram etkisi yoktu ve ikide bir flashback gösteriyorlardı. Diğer iki bölüm ise sıradaki ARC'a giriş bölümleri gibiydi. O yüzden şimdilik Overhaul'un tehdit edici bir villain gibi duruyor olması dışında söyleyebileceğim pek bir şey yok.

İZLENİR Mİ?

 İlk üç bölümde, önceki sezonları izleyip de pek beğenmemiş kişiler için, "Yine de izleyin, bu sezon çok iyi olacak gibi duruyor." diyebileceğim bir olay yaşanmadı. Eğer önceki sezonları sevenlerdenseniz, zaten ya çoktan izlemeye başlamışsınızdır ya da tüm bölümlerin çıkmasını bekliyorsunuzdur.

https://www.turkanime.tv/anime/boku-no-hero-academia-4th-season

Psycho-Pass 3

Image

Stüdyo: Production I.G

Türler: Aksiyon, Bilim Kurgu, Polisiye, Psikoloji

Kaynak: Orijinal

Özet: Psycho-Pass 3, Sibyl Sistemini anlamaya ve sürekli değişen Psycho-Pass dünyasında gerçeği aramaya çalışan iki yeni çaylağın hikayesini anlatıyor.

 Başlamadan önce şu detayı belirteyim, bu anime 8 bölüm olacak ve bu bölümlerin her biri 45 dakika (bazı yerlerde 1 saat yazıyor ama o reklamların da dahil olduğu süre) sürecek.

 Psycho-Pass 3'e dair pek bir umudum yoktu ama ilk bölümden sonra beklentilerim artmaya başladı. İkinci sezondan tanıdığımız Hinakawa'nın yanı sıra bize beş tane yeni karakter tanıtıldı. Bu karakterlerin ikisi Müfettiş iken diğer üçü İnfazcı.

 İlk iki sezonda da iki tane müfettişimiz vardı ama ön planda olan müfettiş her zaman Akane'ydi. Diğer müfettiş ise Akane'nin gölgesinde kalıyor ve yardımcı bir karaktermiş gibi hissettiriyordu. Bu sezondaki müfettişlerimiz olan Kei Mikhail ve Arata'nın ikisi de hemen hemen eşit sürede ekran zamanı alacakmış gibi duruyor. Her ikisinin de öne çıkan kendilerine has özellikleri var. Kei Mikhail, suçlularla dövüşte ve liderlik etme konusunda iyiyken Arata ise sahip olduğu mentalist güçlerini kullanarak ipuçlarını bulmakta iyi. 

 İnfazcılardan ise kadın olanına dair şu an pek bir şey göremesek de yeni gelen iki erkek infazcıya ait güzel sahneler gördük ve ben bu ikiliye bayıldım. İlk iki sezonun benim gözümdeki en büyük eksilerinden birisi infazcıların, bir tanesi hariç, "potansiyel suçlu" kalıbına pek uymamasıydı. Hepsi aslında iyi insanlarmış da sistemden dolayı buraya düşmüşler gibi hissettiriyordu. Fakat, yeni katılan ikilimiz daha ilk bölümden neden sistem tarafından potansiyel suçlu olarak işaretlendirildiklerini güzel bir biçimde gösterdiler. İkisi de her zaman sorun çıkarmaya hazır tipler.

 Ana karakter kadrosunu beğensem de villainlar şimdilik beni şu anlık biraz hayal kırıklığına uğrattılar. Amaçlarını daha tam olarak bilmediğimiz için kesin bir şey söyleyemiyorum ama hal ve hareketleri bana oldukça klişe geldi. Hiçbirinde bir Makishima Shougo potansiyeli göremedim şimdilik.

İZLENİR Mİ?

 İlk iki sezonu izlediyseniz kesinlikle bunu da izlemelisiniz. "Bu sene çıkmış olan üç filmi izlemeli miyiz?" diye soracak olursanız da o sorunun cevabı bende yok, o filmleri izlemedim ama bir eksikliklerini de hissetmedim. Çünkü, ilk bölüm baya baya bir giriş bölümüydü. Çaylak müfettişler daha yeni göreve başladılar. Bu sezonu kapsayacak olay örgüsünün ilk adımı da bu bölümde atıldı.

https://www.turkanime.tv/anime/psycho-pass-3

Beastars

Image

Stüdyo: Orange

Türler: Dram, Psikoloji, Shounen, Slice of Life

Kaynak: Manga

Özet: Hikayemiz antropomorfik hayvanlarla dolu, otobur ve etoburların bir arada yaşadıkları bir dünyada geçer. Cherryton Akademisi'nin gençleri için okul hayatı umut, romantizm, güvensizlik ve huzursuzlukla doludur. Tehdit edici görünümüne rağmen çok yumuşak bir kalbi olan ana karakterimiz kurt Legoshi, tiyatro kulübünün bir üyesidir. Hayatı boyunca diğer hayvanlar tarafından her zaman bir korku ve nefret simgesi olarak görülen Legoshi, bu yaşam tarzına artık alışkın hale gelmiştir. Ancak kısa sürede kendisini, kendilerini güvende hissetmeyen sınıf arkadaşlarıyla daha çok ilgilenirken bulur ve okul hayatı yavaş yavaş değişmeye başlar.

 Beastars, bu sezonda en çok beklediğim animelerden birisiydi ve ilk üç bölümüyle beklentilerimi yeterli ölçüde karşılamayı başardı. Anime, büyük oranda kimlik sorgulaması ve toplumdaki ayrımcılığı konu alacak gibi duruyor. Louis ve Legoshi karakterlerine şimdiden ısındım. İkisinin de kendilerine ait çözmeleri gereken sorunları var ve anime ilk üç bölümde bu karakterlerin kafalarının içindekileri güzel bir biçimde yansıtmayı başarmış. Ayrıca her ikisinin de seslendirmeleri çok iyi.

 Anime çıkmadan önce Houseki no Kuni kadar iyi bir CGI'a sahip olmayacağını düşünüyordum ve haklı da çıktım. Yani zaten önceki yazımda belirttiğim nedenlerden dolayı aksini beklemek saçma olurdu. Beastars'ın ikinci bölümündeki yemekhane sahnesine, Houseki no Kuni'deki karakter modellemesi ve çevre tasarımına giden bütçenin yarısı filan gitmiş olabilir. Ancak, diğer animelerle karşılaştırdığımızda yine de bu CGI çok iyi kalıyor.

İZLENİR Mİ?

 Eğer kafa dağıtmalık sakin animeler arıyorsanız Beastars'a bulaşmayın ama eğer biraz daha ciddi ve elle tutulur bir hikayeye sahip animeler arıyorsanız Beastars'a göz atmanızda fayda var.

https://www.turkanime.tv/anime/beastars

https://www9.gogoanime.io/category/beastars (İngilizce)

Mairimashita! Iruma-kun

Image

Stüdyo: Bandai Namco Pictures

Türler: Doğaüstü, Fantezi, İblisler, Komedi, Shounen

Kaynak: Manga

Özet: Suzuki Iruma, sorumsuz ebeveynleri tarafından para karşılığında bir iblise satılmıştır. Şu ana kadar hiç çocuğu olmayan bu yaşlı iblisin Iruma'yı alma sebebinin onu torunu yapmak istemesi olduğu ortaya çıkar ve Iruma birden bire kendisini iblis dünyasındaki bir okula giderken bulur...

 Benim için bu sezonun sürprizi Mairimashita! Iruma-kun oldu. Sezon yaklaşırken bu anime izleme listemde bulunmayı bırakın, gözüme bile çarpmamıştı. Sonra animenin ilk bölümü yayınlandı ve ben de, "En fazla ne kaybedebilirim ki?" diyerek izlemeye başladım. İlk iki bölüm fazla iyi olmasa da yine eğlenceliydi, eğer böyle giderse hafta sonu sabahları izlemek için ideal bir anime olur diye düşünüyordum ama sonra üçüncü bölüm geldi ve beraberinde Clara Valac isimli karakteri getirdi. Ben çok uzun süredir bu tarz bir karakter arıyordum. Aşırı hareketli, eğlendiği sürece o sırada ne yaşandığını umursamayan ve bir olaylar olurken ekranın köşesinde kendi kendine eğlenmeye çalışan, enerjisi asla bitmeyen bir karakter. Aslında bu tarz karakterlere daha önce de birkaç kez denk gelmiştim ama onlardan hiçbiri ana kadroda yer almayan, yardımcı roldeki karakterlerdi; bu yüzden de onları fazla göremiyorduk. Ancak, Clara animenin ana üçlüsünden birisi olduğu için onu bol bol göreceğiz ve ben de onun sayesinde 23 bölüm sürecek olan bu animenin her bir bölümden keyif alacağım gibi duruyor.

 Animeyi tanımlamak gerekirse, bu anime oldukça çocuksu. Bana küçükken hafta sonu kuşağında izlediğim çizgi filmleri hatırlatıyor. Zengin bir renk paletine sahip ve yaşanan olaylar her ne kadar kendi içlerinde bir mantığa sahip olsalar da, yani en azından birçoğu, dışarıdan bakıldıklarında absürt duruyorlar. Her ne kadar neredeyse tamamen komedi üstünden ilerlese de yine de çizgisel bir olay örgüsü var. Az önce söylediğim gibi ilk iki bölüm biraz "meh" ayarındaydı ama üçüncü ve dördüncü bölümleri çok beğendim. Clara karakterinin işin içine girmesi ve bizimkilerin sorunlu tiplerden oluşan sınıfa yerleştirilmeleri tempoyu iyi yönde değiştirdi.

İZLENİR Mİ?

 Eğer izleyecek ciddi bir şeyler arıyorsanız sakın bulaşmayın, bu animede ciddi çok az olay yaşanıyor. Ancak, "ben kafa dağıtmalık, eğlenceli ve biraz da çocuksu bir anime arıyorum" diyorsanız, Mairimashita! Iruma-kun tam olarak sizin aradığınız anime.

https://www.turkanime.tv/anime/mairimashita-iruma-kun

Shokugeki no Souma: Shin no Sara

Image

Stüdyo: J.C.Staff

Türler: Ecchi, Okul, Shounen

Kaynak: Manga

Özet: Shokugeki no Souma anime serisinin dördüncü sezonudur.

 Shokugeki no Souma tam olarak kaldığı yerden devam ediyor. Hala yemek yiyenler orgazm oluyor ve kıyafetleri yırtılıyor ve hala daha işlevsiz yan karakterler tepkici olarak görevlerini sürdürüyor. Kısaca neredeyse her şey aynı şekilde devam ediyor.

İZLENİR Mİ?

 Eğer önceki sezonları sevdiyseniz ve yaşananları aşağı yukarı hatırlıyorsanız beklediğiniz kabahat, hemen gidin izleyin. Ancak, eğer önceki sezonları pek hatırlamıyorsanız o sezonlara biraz göz atmanızı tavsiye ederim. Çünkü, anime size sadece üçüncü sezonun son kısımlarını biraz hatırlatarak giriş yapıyor; öncesi ile alakalı başka hiçbir özet geçmiyor.

 Ama eğer önceki sezonları beğenmemiş ve devamını da merak etmeyen birisiyseniz bu sezonu izlemenizi gerektirecek özel bir sebep yok.

https://www.turkanime.tv/anime/shokugeki-no-souma-shin-no-sara

Mugen no Juunin: Immortal

Image

Stüdyo: LIDENFILMS

Türler: Aksiyon, Doğaüstü, Dövüş Sanatları, Dram, Macera, Tarihi

Kaynak: Manga

Özet: Manji, sonsuz yaşamla lanetlenmiş ölümsüz bir kılıç ustasıdır. Sebep olduğu tüm ölümlerle yaşamaktan yorulmuştur. Öldürmekten başka hiçbir yeteneği olmadığından dolayı faniliğini geri kazanmak için öldürdüğü her iyi adama karşılık yüz kötü adam öldürmeye karar verir. Manji'yi ölümsüz hale getiren yaşlı cadı, bu öneriyi kabul eder ve Manji, bin kötü adamı öldürmek için yola koyulur. Yolculuğu sırasında, ailesi Itto-ryu adındaki kılıç okulunun üyeleri tarafından öldürülmüş olduğundan dolayı bu okuldan intikam almak isteyen Rin ile karşılaşır. Rin ve Manji, huzuru bulmak adına beraber yolculuk etmeye başlarlar. Bu yolculuk sırasında çeşitli düşmanlarla karşılaşacak ve ölümün soğuk tehdidini her zaman enselerinde hissedeceklerdir.

 Öncelikle, bu animeyi sakın yorgunken izlemeyin. Ben bir kere denedim ve denediğim bölümü ertesi gün tekrar izlemek zorunda kaldım. Çünkü, Mugen no Juunin: Immortal sakin bir kafa ile izlenmediğinde izleyicinin takip etmekte zorlanacağı tarzda bir anime. Neredeyse her sahnede bir şey yaşanıyor ve bunlardan birisini bile kaçırırsanız beş dakika sonra, "Bu adam kim ya?" sorusunu sorabiliyorsunuz. 

 Mugen no Juunin: Immortal, oldukça ciddi bir anime. Hiçbir zaman, "Hadi şurada da şöyle bir komiklik yapayım da izleyici biraz eğlensin." demiyor ve düzgün bir biçimde hikayesini anlatmaya devam ediyor. Bu yüzden de her zaman tetikte olmalısınız, eğer bir anlığına bile dalıp giderseniz hikayeyi takip etmekte zorlanabilirsiniz.

 Aksiyon konusunda daha sadece dördüncü bölümde olmamıza rağmen güzel sahneler ile karşılaştık. Bu sahnelerin güzel olmasındaki en büyük sebeplerden birisi animedeki atmosferdi. Müziklerinden tutun karakter ve çevre tasarımına kadar her şeyiyle 18-19. yüzyıl Japonya'sını (Animede, hikayenin Miyamoto Musashi'nin yaşadığı dönemden yaklaşık 200 yıl sonrasında geçtiğine dair ipucu veriliyor) güzel bir biçimde yansıtıyordu.

İZLENİR Mİ?

 Her ne kadar ilk dört bölümü beğensem de senaryo konusunda şimdilik fazla bir ilerleme yaşanmadığından ve ne yöne doğru gideceğine dair herhangi bir fikrim olmadığından dolayı "kesin izlenir" tarzı bir yorum yapamıyorum. Ancak, eğer kendisini ciddiye alan ve anlatmak istediği bir hikayesi olan olgun bir anime izlemek istiyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.

www.turkanime.tv/anime/mugen-no-juunin-immortal

Ahiru no Sora

Image

Stüdyo: Diomedea

Türler: Dram, Okul, Shounen, Spor

Kaynak: Manga

Özet: Tıknaz, güçsüz ama oldukça tutkulu bir genç olan Sora Kurumatani, annesinin isteğini yerine getirip katılacağı ilk lise turnuvasını domine etme umuduyla Kuzuryuu Lisesi'ne girmiştir. Ancak, liseye başladığında görür ki basketbol kulübü okuldaki serserilerin boş beleş takıldığı ve basketbol oynamaktan başka her şeyi yaptıkları bir yere dönüşmüştür. Kulüp üyelerinden Momoharu Hanazono blok konusunda aşırı yetenekli iken şut atma konusunda tam bir beceriksizdir ve onun ikiz kardeşi Chiaki ise çok yetenkli bir oyun kurucudur ama spora olan ilgisini kaybetmiştir. Yüksek adrenalin ve heyecana boğulmuş tek bir oyun ve Sora'nın basketbola olan saf aşkı, kulüp üyelerinin içlerinde yer alan basketbol ateşini yeniden alevlendirir.

 Ahiru no Sora, benim sonbahar sezonunda en çok beklediğim animelerden birisiydi; ve ilk dört bölümünü izledikten sonra söyleyebilirim ki bu anime hakkında konuşmak için daha çok erken. İlk dört bölüm tam anlamıyla giriş bölümleriydi. Bizimkiler daha basketbol oynamaya yeni başladı ve şu anlık animenin ne yöne doğru gideceğini kestirmek güç ama animeyi yapan ekibin söylediğine göre Ahiru no Sora'nın animesi "4-cour"dan oluşacakmış, yani 50-52 bölüm civarı olacak. Ancak, bu courların art arda çıkıp çıkmayacağına dair bir şey söylemediler. Kısaca, anime 50 bölüm civarı olacak ama 25 bölüm yayınlandıktan sonra 2-3 ay ara verilip ardından ikinci bir sezon ile devam edilebilme ihtimali de var.

 Daha önceden de söylediğim gibi ben Yuki Kaji'nin ince sesinden nefret ediyorum ve sadece dört bölümde kulaklarımı tırmalamama yetecek kadar bu sinir bozucu sesi duydum. Eğer haftalık olarak izlemiyor olsaydım kesinlikle bu sese dayanamazdım. Ayrıca protagonistimiz olan Sora'nın vücudu ile ilgili olarak büyük bir derdim var. Bu çocuğun her gün 1000 atış yapıyor olmasına rağmen vücudunun hala bu kadar çelimsiz olması çok saçma. Kim olursa olsun, eğer ciddi bir hastalığı yoksa, günde 1000 tane basketbol atışı yapmak o kişinin vücudunu az da olsa geliştirirdi. Burada sadece boydan bahsetmiyorum, vücut kaslarından da bahsediyorum. Sora'nın o kadar atış yapıp vücudundaki herhangi bir kasın gelişmemiş olması resmen komedi.

 Ayrıca o top animasyonları ne öyle? Bazı sahnelerde top resmen zar zor hareket ediyormuş gibi gözüküyor ve bu olay, Ahiru no Sora gibi bir spor animesinin tüm atmosferini alıp götürüyor. Diomedea sanki başından büyük bir işe kalkışmış gibi hissettim, umarım altından kalkabilirler.

İZLENİR Mİ?

 Eğer spor animesi açlığı çekiyorsanız bu anime sizi 2020 Kış sezonunda çıkacak olan Haikyuu!!: To the Top'a kadar bir nebze de olsun idare eder ama eğer, "Ben bir iki ay daha beklerim canım, ne olacak?" diyorsanız izlemenize hiç gerek yok.

www.turkanime.tv/anime/ahiru-no-sora

Hoshiai no Sora

Image

Stüdyo: 8bit

Türler: Dram, Okul, Slice of Life, Spor

Kaynak: Orijinal

Özet: Kapanmanın sınırındaki ortaokul soft tenis kulübünde olan genç erkekler arasında geçen bir ergenlik çağı hikayesi. Touma Shinjou harika yeteneklerinden dolayı Maki Katsuragi’yi takıma davet eder ve yaz turnuvasından bahseder. Katsuragi ise takıma katılmanın karşılığında para ister.

 Hoshiai no Sora, spor anlamında sıradan başlasa da aile dramı bakımından umut vaat ediyor. İlk üç bölümde hem başkahramanımız olan Maki'nin hem de bazı kulüp üyelerinin üstünden güzel bir dram işlenişi için ilk adımlar atıldı. Spor sahneleri bakımından ilk üç bölüm baya yavan hissettirse de aile problemleri üstünden giden sahnelere bayıldım, özellikle de üçüncü bölümün son çeyreğindeki sahne çok iyiydi. Spor konusunda animeden pek bir umudum yok ama dram konusunda güzel bir iş çıkarmasını bekliyorum.

İZLENİR Mİ?

 Eğer bu sezon ana odağı spor olan bir anime arıyorsanız Hoshiai no Sora'yı değil, Ahiru no Sora'yı izlemenizi öneririm. Çünkü, bu animenin ön plana çıkan özelliği aile problemleri ve bu problemler üstünden işlenecek dram olacak gibi duruyor.

www.turkanime.tv/anime/hoshiai-no-sora

No Guns Life

Image

Stüdyo: Madhouse

Türler: Aksiyon, Bilim Kurgu, Seinen

Kaynak: Manga

Özet: Eski bir asker olan Juuzou Inui'nin aklında bir soru vardı: Hafızalarını silen ve onu bir yarı robata dönüştüren kimdi? Extended adıyla anılan yarı robot askerler savaştan sonra terhis edilmiştir. Vücudu dönüştürülmüş ve kafası büyük bir silahla değiştirilmiş Juzo Inui, bu askerlerden birisidir. Önceki hayatına dair bir anısı olmadan -yahut kafasını kimin ve neden değiştirdiğini bilmeden- Resolver olarak şehrin karanlık sokaklarında Extended grubunu ilgilendiren olayları çözmeye çalışmaktadır. Bir çocuğu kaçırmış, Güvenlik Güçlerinden kaçan bir Extended üyesi yardım etmesi için birisini ararken Inui'nin ofisine gelir. Inui'nin Extended kişilere olan sadakati, adamı kovmak yerine yardım etmesine sebep olur. Ancak, sokak serserileri ve Extended insanlar ile nasıl baş edileceğini bilen bir ajan göndermiş olan büyük şirket Beruhren gibi kişiler peşindeyken bu çocuğu korumak kolay olmayacaktır.

 No Guns Life'ın baya büyük bir hayal kırıklığı olarak çıkmasını bekliyordum ama oldukça iyi bir anime olarak karşımıza geldi. Ancak, ben yine de bu animeden fazla bir şey beklemiyorum. Daha doğrusu bu sezonundan fazla bir şey beklemiyorum. Çünkü, stüdyonun söylediğine göre animeyi ikiye bölmüşler; ilk sezonu 2019 Sonbahar'da yayınlanırken, ikincisi 2020 Bahar sezonunda yayınlanacakmış. Bu yüzden çok büyük ihtimalle bu sezonun sonunda hikaye ortalıkta kalakalacak ve senaryonun geliştiği kısımları izlemek için ikinci sezonu beklemek zorunda kalacağız.

 İlk üç bölümü beğendim, hikayeye güzel bir giriş yaptık. Ana karakterler bize tanıtıldı. Özellikle protagonistimiz olan Inui Juuzou'yu baya beğendim. Şu anlık sağlam bir karakter gibi duruyor ve söyleyebileceklerim şimdilik bu kadar. Bu anime hakkında keskin konuşabilmek için birkaç bölüm daha izlemem gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, hala aklımda Extended insanlar ve Beruhren ile ilgili bir yığın soru var.

 Müzik olarak aklımda kalan pek bir şey olmasa da animenin hoşuma gitti. Özellikle CGI yardımıyla kamera açılarında özgürlük sağlanmış olan sahneler baya güzel duruyor ve sahnelerdeki 3D de fazla sırıtmıyor.

İZLENİR Mİ?

 İzlenir ama eğer izlediği animenin yarım kalmasını sevmeyen birisiyseniz, ikinci sezonu beklemenizi öneriyorum. Zaten şunun şurasında nisana sadece beş ay kaldı.

https://www.turkanime.tv/anime/no-guns-life

Ore wo Suki nano wa Omae dake ka yo

Image

Stüdyolar: Barnum Studio, Connect

Türler: Komedi, Okul, Romantizm

Kaynak: Hafif Roman

Özet: Kisaragi Amatsuyu, güzeller güzeli Cosmos ve çocukluk arkadaşı Himawari tarafından yalnız olarak dışarı davet edilir. Aşk itiraflarını duymayı bekleyen Amatsuyu, zafer kazanmışcasına sırayla görüşmeye gider. Ancak her ikisi de Amatsuyu’nun en yakın arkadaşı olan Ooga'dan hoşlandıklarını söyler. Amatsuyu yalnız bir savaş verirken, gözlüklü ve kasvetli bir kız da aslında onunla ilgileniyordur. Her fırsatta onu iğneleyen ve sıkıntılarından zevk alan bu kızdan nefret ediyordur. Fakat, görünüşe göre ondan hoşlanan tek kişi de bu kasvetli kızdır.

 Bu animenin ilk iki bölümünü baya beğenmiştim. Çünkü, bu tarz animelerde bolca gördüğümüz ve gördüğümde beni artık kusma noktasına getiren klişelerden neredeyse hiçbirini içermiyordu. Ana karakterimiz, alışılagelmiş hafif saf ve masum çocuk tiplemesinden uzakta olan birisiydi; resmen şerefsizin önde gideni olarak tanıtılmıştı bize. Yan karakterlerden olan Cosmos ve Himawari de masum liseli güzel kız tiplemesi yerine, dışarıdan kibar birisi gibi gözüken Kisaragi'yi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmeyen ve üstüne bir de nankörlük yapan iki kişi olarak tanıtıldılar. Olaylar da sıradanın dışında ilerliyordu, ta ki üçüncü bölüme kadar. Üçüncü bölümde Ooga'nın da diğerlerine göstermediği bir yüzü olduğu ortaya çıktı ve tamamen kendi çıkarları doğrultusunda yakınındaki arkadaşlarını kullanmaya çalışan Kisaragi birden bire mağdur konumuna düştü. Üstüne üstlük bir de dördüncü bölümde, küs olduğu üç kişi ile birden bir anda barışması işleri benim için daha da kötü hale getirdi. Ben biraz daha rafine ve kıvamında ilerleyen bir olay örgüsü bekliyordum ama işler aceleye getirilmeye başlandı. Şu anlık, umarım bu aceleye getirilen olaylar ileride gerçekleşecek daha güzel bir olay örgüsüne ön ayak olması için bu kadar işlenmiştir demekten başka bir şey gelmiyor.

İZLENİR Mİ?

 Romantik komedi türündeki animeleri seviyor ve farklı bir tarz arıyorsanız izlemenizi kesinlikle öneririm. Ancak, eğer bu türe pek sıcak değilseniz hiç bulaşmayın.

https://www.turkanime.tv/anime/ore-wo-suki-nano-wa-omae-dake-ka-yo

Shinchou Yuusha: Kono Yuusha ga Ore Tueee Kuse ni Shinchou Sugiru

Image

Stüdyo: White Fox

Türler: Aksiyon, Fantezi, Macera, Komedi

Kaynak: Hafif Roman

Özet: Tanrıça Listarte, zor moddaki video oyunu benzeri bir dünyaya yardım etmesi için bir kahraman çağırır. Kahraman Seiya Ryuuguuin, hileli mevkisine rağmen gülünç derecede temkinlidir. Örneğin, üç takım zırh (biri giymek, bir yedek ve bir yedeğin yedeği olmak üzere) satın alır ve zayıf Slime’lara karşı tam güç saldırır, her ihtimale karşı hazırlıklıdır.

 Klasik bir Komedi-Isekai animesi, tek olayı ana karakterin yüksek seviye bir paranoyak olması ama onun dışında bir numarası yok. Benzerlerinden defalarca gördüğümüz tarzda sıradan bir anime. İlk üç bölümü izlerken fazla eğlenmesem de pek de sıkılmadım. Şu an benim için ortalama bir anime olarak ilerliyor.

İZLENİR Mİ?

 Eğer Konosuba'yı seviyorsanız bu animeyi kesinlikle izlemeniz lazım, çünkü mizah tarzları birbirlerine aşağı yukarı benziyor. Konosuba'yı sevenlerden değilseniz de boş vaktiniz varsa bir göz atabilirsiniz ama fazla vakti olmayan birisiyseniz bu animeyi pas geçseniz de bir şey kaybetmezsiniz.

https://www.turkanime.tv/anime/shinchou-yuusha-kono-yuusha-ga-ore-tueee-kuse-ni-shinchou-sugiru

Hataage! Kemono Michi

Image

Stüdyo: ENGI

Türler: Fantezi, Komedi, Shounen

Kaynak: Manga

Özet: Profesyonel güreşçi ve hayvan sever Shibata Genzo birden başka bir boyuta ışınlanır. Prenses tarafından karşılanıp bu dünyadan kötü yaratıkları temizlemesi istense de hayvanları katledilmesi isteği karşısında sinirlenen Shibata Genzo, prensese Alman Supleksi yaparak tüm krallık önünde rezil eder. Kendi dünyasına geri dönebilme imkansızlığından dolayı Genzo, burada barışçıl bir şekilde yaşayıp "evcil canavar" dükkanı açmayı hedefler. 

 Klasik bir Komedi-Isekai animesi, tek olayı ana karakterin büyük bir hayvan sever olması ama onun dışında bir numarası yok. Benzerlerinden defalarca gördüğümüz tarzda sıradan bir anime. Her ne kadar sıradan bir anime olsa da ilk iki bölümü izlerken baya gülüp eğlenmiştim ama üçüncü bölüm ile beraber biraz sıkmaya başladı ve dördüncü bölümle beraber de benim için ilgi çekiciliğini kaybetti.

İZLENİR Mİ?

 Boş zamanınız varsa ve biraz kafa dağıtmak istiyorsanız güncel olarak yayınlanan animeler içerisinde güzel bir alternatif ama eğer boş zamanınız yoksa veya ciddi bir anime izlemek istiyorsanız sakın bulaşmayın, zamanınız boşa gider.

https://www.turkanime.tv/anime/hataage-kemono-michi

Honzuki no Gekokujou: Shisho ni Naru Tame ni wa Shudan wo Erandeiraremasen

Image

Stüdyo: Ajia-Do

Türler: Fantezi, Slice of Life

Kaynak: Hafif Roman

Özet: Kütüphanecilik sertifikasını yeni alan ve mezun olduktan sonra hayallerindeki işe girmeyi bekleyen kitap kurdu Motosu Urano yaşanan büyük bir depremde kendi kitap koleksiyonun altında kalarak can verir. Tanrı'dan daha çok kitap okuyabilmek için yeniden doğmayı diler. Ancak, okuryazarlık seviyesinin düşük ve kitapların çok az olduğu bir dünyaya fakir bir askerin kızı olarak döner. Bu dünyada tek bir kitabın bile maliyeti çok yüksektir. Ne olursa olsun amacı kütüphaneci olmak olan karakterimiz kitaplarını kendi basmak zorundadır.

 Öncelikle bu seri sanki ana karakterin öldükten sonra geçmişte yeniden doğduğu normal bir orta çağ animesi olacakmış da editörlerin, "Isekai çok tutuyor, Isekai yap bunu" demesiyle Isekai olmuş gibi duruyor. Çünkü, şu ana kadar bu animenin başka bir dünyada geçiyor olmasının tek etkisi saç renkleriydi ve onlar da "Hazır isekai yaptık, bari saç renklerini değişik bir şeyler yapalım da boşu boşuna isekai yapmış olmayalım." diye eklenmiş gibi hissettiriyor. Kısaca şunu demek istiyorum, bu anime her ne kadar sözde isekai animesi olsa da isekai olmasının herhangi bir numarası yok.

 İlk dört bölümde anime biraz yavaş ilerliyor ama bu yavaş ilerleyiş içinde Maine'ın yeni hayatına ve çevresine uyum sağlayıp, önceki hayatındaki bilgiler ile bir şeyler başarmaya çalışmasını izlemek eğlenceli ve rahatlatıcıydı... Ve bu kadar. Bu animenin tek numarası izleyiciyi rahatlatması ve biraz da eğlenceli olması. Başka hiçbir numarası yok. Ana karakterimiz dışındaki karakterler ilgi çekici değil, olay örgüsü yavaş, dört bölüm olmasına rağmen daha ilk bölümün başında bize kısa bir ileri bakış ile gösterilen kısma giriş bile yapamadık.

İZLENİR Mİ?

 Eğer okuldan veya işten geldikten sonra kafanızı biraz rahatlatmak için anime izlemek istiyorsanız Honzuki no Gekokujou çok iyi bir seçim ama bunun dışında herhangi bir amaç için izlenecek bir anime değil. Ha ama bu "rahatlatma" işini layıkıyla yerine getirdiğinden şüpheniz olmasın, dört bölümün bir tanesinde bile sıkılmadım.

https://www.turkanime.tv/anime/honzuki-no-gekokujou-shisho-ni-naru-tame-ni-wa-shudan-wo-erandeiraremasen

Assassins Pride

Image

Stüdyo: EMT Squared

Türler: Fantezi

Kaynak: Hafif Roman

Özet: Hikayemiz, canavarlarla savaşmak için gerekli olan "mana"ya sadece soyluların sahip olduğu bir dünyada geçmektedir. Kufa adında bir genç, bir dük ailesinde doğmuş baş belası bir kız olan Mareida'nın yeteneklerini keşfetmek için onun öğretmeni olarak görevlendirilir. Görevinin karanlık yüzü ise, Mareida'nın yeteneklerinin olmaması durumunda Kufa'nın ona suikast düzenlemek zorunda olmasıdır.

 Bu animeden umutlarım vardı ve ilk iki bölüm pek de fena geçmemişti ama üçüncü bölüm ile beraber umutlarım hafiften yıkılmaya başladı. Bu anime de tıpkı diğer çoğu "Zero to Hero" animesi tarzında geçecek gibi duruyor. Şu ana kadar gözüme çarpan tek tarafı renk paleti. Atmosferine yakışan değişik bir renk paletine sahip ve izleyiciyi ekranda tutmayı başardığını rahatlıkla söyleyebilirim. Daha sıradan bir renk paleti olsa büyük ihtimalle sıkıla sıkıla izlerdim.

İZLENİR Mİ?

 Tüm bölümleri çıktıktan sonra boş bir hafta sonunda izlenir ama onun dışında vakit harcamaya pek de değecek gibi durmuyor. 

https://www.turkanime.tv/anime/assassins-pride

Fate/Grand Order: Zettai Majuu Sensen Babylonia

Image

Stüdyo: CloverWorks

Türler: Aksiyon, Büyü, Doğaüstü, Fantezi

Kaynak: Oyun

Özet: Fate/Grand Order mobil rol yapma oyunundaki 7. Tekillik olan "Zettai Majuu Sensen: Babylonia"nın anime uyarlamasıdır. Grand Order, yani "Yüce Buyruk" gereğince efendi Ritsuka Fujimaru ve sadık yoldaşı, Yuvarlak Masa Şövalyelerinden Sör Galahad ile birleşmiş bir insan olan "yarı hizmetkar" Mash Kyrielight, Büyücüler Kralı'nın m.ö. 2600 yılındaki Antik Babil'e yolladığı Kutsal Kase'yi elde etmek ve insanlık tarihini onarmak için yolculuklarına başlarlar.

 Fate'in görsel romanını ve Zero ile Heaven's Feel'ın anime uyarlamalarını her ne kadar sevsem de yan serilerini ve evrenini hiç sevmiyorum. Çünkü, Fate o kadar popüler bir seri haline geldi ki artık çıkan birçok ürünü tamamen para sağmak için çıkarılıyor ve bundan dolayı da bunların çoğu kötü ürünler oluyor. Şu ana kadar, Apocrypha hariç, Fate'in yan serilerine dair çıkan animeler içerisinden izlediklerimin tamamını sıkılıp yarıda bırakmıştım. Apocrypha'yı yarım bırakmamamın sebebi ise Mordred ve Kairi karakterleriydi. Fate/Grand Order: Zettai Majuu Sensen Babylonia ise başlarda benim için bir istisna olacak gibiydi. Çünkü, aksiyon sahneleri gerçekten güzel duruyordu ve hikayesi sıkıcı gelecek olsa bile sırf aksiyon sahneleri için sonuna kadar izlemeyi planlıyordum ama hem vizelerim yaklaştığı hem de vizelerden sonra derslerim ağırlaşacağı için bu sezon güncel olarak izlediğim animelerden birkaçını gözden çıkarmaya karar verdim ve Fate/Grand Order da gözden çıkardığım o animelerden birisi.

İZLENİR Mİ? 

 Eğer Fate serisini seven ve yan serileriyle herhangi bir alıp veremediği olmayan birisiyseniz izlemenizi öneririm, çünkü teknik kalite anlamında gayet iyi bir anime. Ancak, bir alıp veremediği olan birisiyseniz şöyle 4-5 bölüm izleyip ondan sonra karar vermenizi öneriyorum. Çünkü, ilk üç bölümde henüz hikayeye tam bir giriş yapılmadı. Ucundan ucundan detayları verip altyapıyı hazırladılar sadece.

 Bir ihtimal Fate serisine tamamen yabancıysanız ve seri hakkında herhangi bir fikriniz yoksa o zaman zaten hiç bulaşmayın. Fate serisine giriş yapılacak anime kesinlikle bu değil.

https://www.turkanime.tv/anime/fate-grand-order-zettai-majuu-sensen-babylonia

Choujin Koukousei-tachi wa Isekai demo Yoyuu de Ikinuku you desu!

Image

Stüdyo: Project No.9

Türler: Fantezi

Kaynak: Hafif Roman

Özet: Yedi lise öğrencisi, bir uçak kazası sonrası uyanıp kendilerini büyünün ve hayvan-adamların olduğu, orta çağdan kalma bir fantezi dünyasında bulurlar (ne kadar da şaşırtıcı). Ama hiç biri telaşa kapılmamıştır! Elektriğin olmadığı bir ülkede nükleer santral kurarlar, kısa bir iş gezisinde koca bir şehrin ekonomisini tekellerine alırlar ve kötü devlet yönetiminden mustarip dostlarını kurtarmak için kötü kalpli soylulara savaş ilan ederler. Bir de... hiç biri sıradan lise öğrencileri değildirler. Her biri politikanın, ekonominin, bilimin ve tıbbın bir numaralarıdır! Bu, bizim dünyamızın en gelişmiş teknolojileri ve bilgilerine sahip bir rüya takımının kendilerine hiç frenlemeyerek, teknolojiye sahip olmayan farklı bir dünyada devrim yapmasının hikayesidir!!!!!!!!

 Yehu!! Dünyanın en mantıklı animesine hoş geldiniz. Burada liseli olmasına rağmen;

Dünyanın en iyi politikacısı

Dünyanın en iyi doktoru

Dünyanın en iyi sihirbazı

Dünyanın en iyi girişimcisi

Dünyanın en iyi ninjası

Dünyanın en iyi kılıç ustası

ve 

Dünyanın en iyi mucidi var!

 İşte bu yedi liseli öğrencinin her biri bu saydığım alanlarda dünyanın en iyisi. Şimdi bu ahmak liseliler, kötülüğün kendi olan ejderhayı yok etmenin ve kendi dünyalarına geri dönmenin yollarını arıyorlar. Kısaca klasik bir isekai animemiz var ama bu sefer bir değil, iki değil, üç hiç değil, tam tamına yedi tane ana karakterimiz var!

 Şaka bir yana her ne kadar baya klişe bir anime olsa da ben ilk dört bölümü izlerken eğlendim. Her ne kadar konsept saçma olsa da her bir karakterin uzman olduğu konuda yeteneğini sergilemesini izlemek eğlenceliydi. Fakat sadece bu kadar. Animenin bu "dünyanın en iyi bilmem neyi" konsepti dışında başka hiçbir olayı yok.

İZLENİR Mİ?

 Eğer, "Çıkan her Isekai animesini tüketmeliyim." kafasında birisiyseniz ya da kafası gün içinde çok yorulan ve eve geldiğinde sadece kafa yormayan güncel animelerden birkaç bölüm izleyebilen bir kişiyseniz bunu da izlersiniz ama onun dışında, karakterler ilginizi çekmediyse, izlenmez.

https://www.turkanime.tv/anime/choujin-koukousei-tachi-wa-isekai-demo-yoyuu-de-ikinuku-you-desu

Bokutachi wa Benkyou ga Dekinai!

Image

Stüdyo: Silver, Arvo Animation

Türler: Harem, Komedi, Okul, Romantizm, Shounen

Kaynak: Manga

Özet: Bokutachi wa Benkyou ga Dekinai! anime serisinin ikinci sezonudur.

 Bu sene bahar sezonunda çıkmış olan Bokuben, üç aylık bir aranın ardından ikinci sezonuyla kaldığı yerden devam ediyor. Yine aynı klişeleşmiş olaylar, yine aynı harem unsurları ve yine aynı gelişimsizlik ile bizlerle birlikte. İlk dört bölümde bir ışık gösteren tek bölüm üçüncü bölümdü. Üçüncü bölümde, Ogata'nın "en yakın" arkadaşı olan karakter üstünden güzel bir drama yapıldı ve ben bu dramayı baya beğendim. Animenin tamamen klişe şakalar üstünden gidip, her alanda sıfır gelişim göstererek ilerlemesini bekliyordum ama bu bölüm beni şaşırttı ve çok iyi çıktı (sondaki "üstüne düşme" sahnesi dışında). Ancak, dördüncü bölüm ile beraber klişe harem animesi ilerleyişimize geri döndük maalesef.

İZLENİR Mİ?

 Ben ilk sezonu sevmemiş olmama rağmen bu sezonu da izleyeceğim, çünkü Mafuyu karakterini seviyorum ve sırf onun için bu seriye sonuna kadar devam edeceğim. Eğer ilk sezonu sevmediyseniz ve bir de özel olarak sevdiğiniz hiçbir karakter olmadıysa,bu sezonu izlemenizi gerektirecek bir sebep yok. İlk sezonu sevenlere ise bir şey söylemeye gerek yok, ilk sezonu sevdiyseniz zaten bunu da seversiniz. O yüzden hiç düşünmeden hemen gidin izleyin ya da bölüm biriktirin, artık orası size kalmış.

https://www.turkanime.tv/anime/bokutachi-wa-benkyou-ga-dekinai-2

Keishichou Tokumubu Tokushu Kyouakuhan Taisakushitsu Dainanaka: Tokunana

Image

Stüdyo: Anima&Co.

Türler: Aksiyon, Fantezi, Polisiye, Vampir

Kaynak: Orijinal

Özet: Uzun zaman önce ejderhalar; elf, cüce, vampir, homunculus ve insanların dünyasına hükmetmişti. Günümüzde ise ejderhaların büyük bir çoğunluğu kayboldu. Bundan dolayı geri kalanlar diğer ırklar ile birlikte yaşamayı seçtiler ve görünüşleri yavaş yavaş insanlara benzemeye başladı. Yıl 2x19, Tokyo'da çoğunlukla barışçıl bir ortam hakimdir. Ancak ejderhaların güçlerini ele geçirme arayışında olan Dokuz adındaki bir grup, kaosa neden olur ve dünyayı değiştirir. Buna karşılık polis, Dokuz ile savaşmak için çeşitli uzmanlardan oluşan Özel Suç Araştırma Birimi'ni yani Special 7'yi (Tokunana) kurar. Bu birimdeki kişilerin ortalama insanları aşan yetenekleri vardır. Bu özel birimin kurulmasından belli bir süre sonra çaylak Seiji Nanatsuki, Tokunana'ya giriş yapar. Seiji, renkli kişilikleri olan diğer üyeler tarafından alay edilirken, Dokuz ile ilgili davaları parlak zihni ve açık düşünceleriyle çözmeye çalışacaktır.

 Sonbahar sezonunda en çok beklediğim animelerden konuşurken Tokunana hakkında şöyle bir cümle kurmuştum: "Bu anime bence ya aşırı iyi olup senenin en iyi animelerinden birisi kabul edilecek ya da üçüncü bölümden sonra kimsenin yüzüne bile bakmayacağı, ortalamanın altında bir anime olacak." İlk üç bölümü izledikten sonra maalesef söylüyorum ki ikinci ihtimal gerçekleşti. Tokunana, şu an kimsenin yüzüne bile bakmadığı ortalamanın altında bir polisiye animesi. Hemen hemen her şeyiyle klişe ve ilgimi çeken hiçbir yönü olmadı...

İZLENİR Mİ?

 Normalde, "Polisiye seviyorsanız izleyebilirsiniz ama eğer sevmiyorsanız bulaşmayın." tarzı bir şeyler söylerdim ama zaten bu sezon oldukça umut vaat eden iki polisiye animesi (Babylon ve Psycho-Pass 3) çıktığı için eğer polisiye seviyorsanız onlara yönelmenizi öneririm.

https://www.turkanime.tv/anime/keishichou-tokumubu-tokushu-kyouakuhan-taisakushitsu-dainanaka-tokunana

Houkago Saikoro Club

Image

Stüdyo: LIDENFILMS

Türler: Komedi, Okul, Oyun, Shounen

Kaynak: Manga

Özet: Okuldan sonra birlikte kutu oyunları oynayan bir grup genç kızın hikayesi! Kyoto'da bir ilkbahar. Aya yeni bir kasabaya taşınmış bir liselidir. Miki ise onun utangaç ve de ilk arkadaşıdır. Bir gün okuldan sonra Aya ve Miki sınıf başkanı olan Midori'yi kutu oyunları satılan özel bir mağazaya kadar takip ederler ve öğrenirler ki Midori, kutu oyunlarını çok sevdiği için bu mağazada yarı zamanlı olarak çalışmaktadır. Bu olaydan sonra Midori onları kutu oyunu oynamaya davet eder. Böylece bu eğlence arayışında olan kızlar, yakında oyunların ilginç dünyasına dalacaklardır!

 Houkago Saikoro Club, sektörde aynısından defalarca bulabileceğiniz çerezlik bir Slice of Life animesi. Belirli bir amacı veya konusu yok, bölümlerin tek bağlantısı karakterler, ilk bölümü izledikten sonra ikinci bölümü atlayıp üçü izleseniz bölüm atladığınızı fark etmezsiniz bile. Bu animeye sırf kutu oyunlarını sevdiğim için başlamıştım ama bir tık hayal kırıklığına uğradım. Çünkü kutu oyunları, bölümlerde sadece 6-7 dakika civarı bir yer kaplıyor ve bu benim beklediğim sürenin neredeyse yarısı kadar.

İZLENİR Mİ?

 Boş zamanınız varsa bir göz atabilirsiniz ama sakın tamamen kutu oyunları üstüne kurulu bir anime beklemeyin.

https://www.turkanime.tv/anime/houkago-saikoro-club

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları