En İyi 10 Yakın Dövüş Sahnesi

10- Spike vs Electra - Cowboy bebop :The movie

Cowboy Bebop bildiğimiz gibi bir Old School Space Cowboy hikayesidir. Açılışları ile, karakterlerin işlenmesi ile her daim ilgi çekici bir eser olmuştur. İzlemesi de aynı şekilde son derece eğlencelidir.

Bu dövüşün özelliği ise gerçekçi hareketler, klasik müzikleri ile harmanlanışı ile animenin bize sunduğu her şeyi sunmasından gelmektedir. Bize ne sunmayı önermişti derseniz söylediklerimden fazlası değil. Gerçekçi çizimleri ve aynı gerçekçilikteki hareket mekanikleri ile bu dövüş listemde 10 numarayı alıyor. İzlemek isterseniz sahnenin alındığı linki de hemen iliştiriyorum.

Unutmadan söylemem gerekiyor, listede üst sıraya koymaya düşündüğüm bir dövüş aynı Movide'de olduğundan eklemedim. Spike vs Vincent'ı da unutmayalım lütfen.

http://www.turkanime.tv/anime/cowboy-bebop-tengoku-no-tobira

9- Naruto,Sasuke vs Momoshiki - Naruto:Boruto The Movie

Naruto animesinin Taijutsu sahneleri her zaman etkileyici olmuştur ancak bunlardan bir kaç tanesi sadece saf yakın menzil dövüşü içermektedir. Sadece Tai jutsu'nun kullanıldığı bu dövüşte pek çok durum söz konusudur. Naruto'yu babası olarak görmeyen oğlunun geleceğe dair bir fikrinin oluşması, Kaguya ve onun ırkından gelen kimselerin genel güçlerine ilk elden tanık olmamız gibi pek çok sunum yapılmıştır.

Bu bölüm aynı zamanda Naruto Shippuden'in mükemmel müziklerini tekrar duymamız açısından da Boruto temalı ancak Naruto evrenindeyiz hala diye bağıran son sahnelerdendir. Dövüşün özel bir yanı da Tai jutsu kullanımı anlamında zayıf olarak gördüğümüz Naruto'nun kılıç gibi silahları kullanabildiği, son derece hızlı bir şekilde dövüşün kontrolünü alabildiğini gözlerimizin önüne sunuyor. Hokage olmayı gerçekten hak etmiş ama değil mi!?

8- Achilles vs Chiron - Fate/Apocrypha

Aşil tarihi olarak gerçekten büyük bir öneme sahip karakterlerdendir. Chiron'da en az onun kadar yere sahip karakterlerdendir ancak pek çok yapımda görmemiz mümkün olmamıştır. Buna karşın seri olarak gidişatından rahatsız olsam da Fate serisinde bana göre en güzel dövüşü usta-öğrenci ikilisi vermiştir.

Bir uçağın üzerinde tarihin görmüş olduğu en büyük savaşçılardan ikisi sanki sağlam zeminmiş gibi dövüşmekte. Buna karşın ikisi de usta oldukları silahları değil dövüş yeteneklerini kullanmaktalar. Zinde ve çevik bir bedene sahip olan Achilles ile ağır siklet öğretmeni Chiron arasındaki bu dövüşü bir defa izlemek insana yetmiyor. Kendi içerisinde büyük bir duygusallığa sahip olan bu dövüş sırasında rakiplerine karşı duydukları onur ile son derece yüksek tempolu bir dövüş izliyoruz. Sonu da bu duygu yüklü yumruklara karşılık veriyor. Tanrıların kutsadığı Achilles'in hikayesini seviyorsanız bir de bu dövüşü izlemenizi tavsiye ediyorum. Neden mi? Kaliteli çizimleri ile fate serisi her zaman göze batmıştır her ne kadar hikyaleri ortalamanın altında kalsa da. Bu hikayelere bir de çokça yapımda geçmiş ve gerçek efsanesi bildiğimiz bu iki kahraman katılınca izlemesi çok eğlenceli olan dövüşlerden birisi.

7- Naruto vs Sasuke - Naruto:Shippuden

Pek çok listede olduğu gibi Naruto serisi yine yakın dövüşleri istila etmiş durumda. Taijutsu sahnelerinin yönetmeni buradan büyük bir alkışı hak ediyor. Bu dövüşü belki de benim gibi on yıldan uzun süredir takip ettiğiniz ve beklediğiniz, serinin son dövüşü olarak izliyorsanız etkisini anlatmaya hiç gerek yok.

Normalde dövüş sahnelerindeki yükselen tempodaki müzik yok. İç sesler yok. Karakterler arasındaki konuşmalar yok. Sadece saf bir dövüş izliyoruz. Bu nedenle oldukça dinamik ve hızlı bir dövüş oluyor. Serinin büyük finaline yakışır bir şekilde. Sasuke'nin rahatsız edici seviyedeki dövüş gücü, Naruto'nun hiç bilmediğimiz savaş güdülerinin hızla ortaya çıkışı. Yakın dövüş teknikleri, yeni elde edilmiş güçlerin kullanımı hatta rakibinin gücünü kullanmak. Aranabilecek her özelliğe sahip ancak çok kısa sürüyor. Hemen peşi sıra gelen sahnelerin de bu denli akıcı olmasını isterdik ancak ilk dövüşün yönetmeni Atsushi bu sefer bir kaç farklı tarzı harmanlayarak kimsenin sesini dahi çıkartamayacağı bir dövüş sunmuş bize. Umuyorum ki ileride devam serisinde buna benzer dövüşleri tekrar görebiliriz.

6- All Might vs Noumu - My Hero Acameia

Kişinin kendi sınırlarının üzerine çıkması, gerçek gücünü göstermesi ve son ana kadar savaşması. Saf güç dışında izleyiciler için etkileyicilik unsurunu barındıran durumlar bunlardır. All Might her ne kadar gücünün bir kısmını kaybetmiş olsa da serinin dönüm noktalarından birisi bu sahnedir. Bir kahramanın nasıl olması gerektiği konusunda bize verilen en güzel cevaplardan birisini söyleyen Saitama'nın dediği şeyi yapıyor "Herkes kaçarsa, arkada kalanları kim koruyacak? Kahraman olmak sevgi ya da ilgi için yaptığım bir şey değil." All Might kendi sınırlarının üzerine çıkıyor bu dövüşte.

İlk defa bize All for One'ın görselini veriyorlar animede ve en güçlü kahramanın gerçek gücünü gösteriyorlar. Kendinin peşinden gelecek olan çırağının gözlerinde nasıl bir kişi olması gerektiğin sunarken temposunu hiç bir şekilde düşürmeden varlığının bile nasıl bir etki yapacağını gösteriyor. Barışın Sembolü burada insanın sınırlarının üzerine çıkmasındaki asıl sebepleri göstererek dövüşüyor.

5- Ippo vs Sawamura: Hajime no İppo

Hajime no İppo benim izlemeye başlamadan önce çizimlerine bir genel olarak bakıp "İzlemem ben bunu yaa..." dediğim serilerdendir. Şu anda hangi sporu yaptığımı soruyorsanız siyah kemer sahibi olmama rağmen boks yapıyorum yaklaşık üç yıldır. Bunun sebebi de bu bölümdür.

İppo'nun her dövüşünde bir an için boşluğa düştüğünü gördük ancak bu sefer kendi bedeni onu sınırlandırmıştır. Nihai silahı zayıflığı haline gelmiştir, yapacağı şey belli değildir. Rakibini düşürmeye her çalışışında hatta sonunda bulduğu imza tekniği bile başarısız olmaya başlamıştır. Bedenini öyle zorlamaktadır ki gelecekteki maçlarını etkileyecek bir durum söz konusudur. İdolüne erişebilmesi için kazanmak zorunda olduğu bu maçı izlerken nefeslerimiz kesiliyor. Arkadaki git gide yükselen müzik kulağımızı son ana doğru doldururken dövüş sporlarındaki azmi son ana kadar yaşıyoruz. Geleceğini yakmak pahasına yapılan bu dövüş aynı yüksek tempoda mı geçecek hatta kazanıp kazanamayacağını son ana kadar bilemiyoruz. Zirve noktasına yaklaşırken arabaların lastik yakma sesleri, yükselen müzik ve son düzey tempoda ilerlerken sizleri bilemem ama ben yerimde duramıyordum. Şiddetle tavsiye ettim serilerin arasında yer alması bir yana bu dövüşü izlemeniz sizi belki de benim gibi boksa iteleyecektir.

4- Araragi vs Kisshot - Kizumonogatari III

Serinin en rahatsız edici görsellerine sahip olduğunu düşündüğüm bu dövüş oldukça enerji yüklü ve hepimizin izlemeyi son derece istediği dövüşlerden birisiydi. Kisshot ne kadar güçlü? Araragi'nin sınırı ne? Bu soruların hepsine oldukça yüksek tempolu, kara mizahlı ve monogatari serisinin başarabileceği görsel rahatsızlık ile sunan bir dövüş görüyoruz. 

Bizi görsel olarak rahatsız etmesinin tek sebebi normalde olması gereken gibi olan bu dövüşün olması gerektiği gibi olması. Filmler ve dizilerde özellikle de animelerde pek çok şey editör masasında çıkartılır. İzleyici kitlesinin bir noktaya kadar şiddet kaldırabileceği ve toplumsal olarak tehlike arz etmemesi içindir. Monogatari serileri ise bu durumu pek çok zaman reddeder. İlk defa bu kadar açık gösterildi bize ancak komediyle harmanlanması bize az da olsun nefes alacak bir yer bırakıyor. Sesleri kapatıp izlerseniz sanıyorum ki beni neden rahatsız ettiğini anlayacaksanız.

Dövüşün kendisi ise kritik bir önem taşımakta. Önceden gördüğümüz yeteneğinin üzerindeki Ararararararagi bu sefer gerçekten kazanmak için dövüşüyor. Hiçte barışçıl bir şekilde olmuyor bu. Kisshot ise elinden geleni ardına koymuyor, herçekten ne kadar güçlü karakterler olduğunu sanırım ilk defa kavrayabiliyoruz. Bedenler parçalanıyor, umutsuzluk hat safhada dövüşün doğası normali reddediyor. Azalmayan bir tempo, normalde alıştığımız iç konuşmalara bile zaman vermiyor hepsi bitince tekrar tekrar izleyip "Vay be, bu kadar varmış ha?" diyesi geliyor insanın.

3- Saitama vs Boros - One Punch Man

One Punch Man izleyenleri bu dövüşte gerçekten zevk aldı diye düşünüyorum. Saitama'nın kolayca öldürebildiği rakiplerine karşı ilk defa şu tepkiyi verdiğini duyuyoruz "A, ölmedi?" ve bunun dışında gerçekten çok hızlı bir dövüş izliyoruz. Biz her ne kadar "Saitama kaybetmez." diyor olsakta bu denli yüksek momentuma sahip bir dövüşü izlerken heyecanlanmamak imkansız. Hızlı çizimler, bizi içine çeken atmosfer, hızına karşı bunca detaya sahip oluşu insanı olduğu yerde kalp krizi geçirtecek kadar seri temposu ile bu dövüş serinin severleri için vazgeçilemez.

Rakibin gücü arttıkça biz de ana karakterin sınırlarına karşı biraz daha bilgi sahibi oluyoruz. Dövüş o kadar hızlı gerçekleşiyor ki daha önceki bir yazımda hesapladığım üzere ışık hızının %7'si hızında hareket ediyor karakterler. Yapılan saldırıların gücü ise insanı delirtiyor. Gerçekten delirtiyor, izlerken "En güçlü kahraman" diyorsunuz, ilk defa ciddi bir yumruk görüyoruz ve bir diğer ilkte Saitama'nın ne kadar mutsuz olduğu. En güçlü kahraman ile diğer kahramanlar arasındaki güç farkını da görüyoruz. Seriden umduğum yegane şey Saitama'nın son sahnedeki o umutsuz ve mutsuz haline son verebilecek bir dövüşün gelmesi.

2- Gon vs Hisoka - Hunter X Hunter

Gon ve Hisoka'nın dövüşü seri için bir dönüm noktasıdır. Seride çok uzun bir süre boyunca güçsüz kalmış olan ana karakterin bizim bildiğimiz kadarıyla çok güçlü olan ve ideolojik olarak tamamen zıttı olan rakibine karşı ilk hamlesidir. Hisoka'nın ise gücünün ne olduğunu basitçe anlamamızı sağlamış olan serinin potansiyelini sunan bu dövüşü tekrar tekrar izlemek bile yetmiyor çoğu zaman. Bazen tüm seriyi izleme isteği uyandırıyor insanın içinde.

Henüz yolun çok başında olduğunu görebiliyoruz bu şekilde, artık güçlü momentumunu nereye kadar taşıyabildiğini izlediğimiz bu dövüşte bu denli yüksek bir dövüş kabiliyetinin bile yetersiz olduğunu anladığımızda üzülsekte bu dövüşe kadar yavaş gelişen olaylar zinciri nihayet hareketli bir hal alıyor. Müzikleri aktif dövüşü ile bize kısa süreli bir adrenalin saldırısı yapıyor.

1- Kakashi vs Obito - Naruto:Shippuden

Naruto serisinin listeye genel olarak hakim olmasının yakın dövüş yönetmenlerinin yeteneklerinden geliyor. Kishimoto'nun orijinal çizimleri sayesinde yönetmenlerin bize aktardığı bu güçlü histe doruk noktasına ulaşıyor. Obito ve Kakashi'nin dövüşü final savaşının bir deneyi niteliğinde. Hafif bir müzik, genel olarak ortam seslerinin çokluğu, karakterler arasındaki genelde olan konuşmaların sınırlanışı. Nefes sesleri, hareketlerin hızını ön plana çıkartan rüzgar efektleri ile bizi dövüşün içerisine sokuyor. Aynı zamanda geçmiş zamandaki dövüşlerindeki hatıraların ve alışkanlıkların da sunulması ile pek çok farklı duyguyu hissediyoruz. Biraz daha detaylı bir şekilde inceleyelim bir numarayı.

Dövüş sahnesinin başında Minato'nun startı vermesini duyuyoruz. Aynı çocukluk zamanlarındaki gibi dövüşe başlıyorlar ancak bu sıradan bir Naruto dövüşü değil zira ana karakterin savunduğu her şeyi reddediyor. Serinin yönelmek istediği İdeoloji'yi reddeden bir dövüş izlemek zorunda kalıyoruz. Zorunda kalıyoruz dememin sebebi ana karakterin ve bu zaman kadar gelmiş olan serinin istediği her şeyi reddetmesi. Nefreti yok etmek isteyen ana karakterin öğretmeni çok sevdiği dostunu öldürmek istiyor. Özünde iyi olan düşman karakter ise kendi benliğinden kurtulmaya çalışır geçmişine saplanıyor. Bunun aksine Naruto geçmişteki olanları değiştirmek için finalde vücudunu feda ediyor. Bu dövüş aslında serinin tam olarak zıttı bir dövüş. Arka planda duyduğumuz duygusal müzikte bunu kanıtlar nitelikte.

Bir diğer göze çarpan unsur ise renklendirme farkı. Bizim Bleach Oppeninglerinde görmeye alıştığımız parlak ve bağlantılı renkler kullanılmış. Gölgelendirme konusuna çok değinmeden parlak pastel renkler ile karakterlerin hareketi ön plana çıkartılmış ve arka plan olabildiğince hareketisz bir şekilde yok sayılmış. Bu kötü bir şey değil askine bizim de dövüşe dahil olduğumuz hissini veriyor. Siyah tonları yerine koyu mavi tonlarının kullanılması ve parlak tonların kullanılması ile çok büyük bir iş başarılmış. Günümüzde daha çok görmeye alıştığımız karakterleri sıyıran parlak renklerin yoğun kullanımı ile tasarım anlamında bu dövüş bir şaheser bana göre.

İki dakika elli saniye süren dövüş boyunca izlediğimiz diğer bir unsur da dönen ve içer geçen planların kullanım sıklığı. Karakterleri sıkça dış planda görüyoruz ancak bizi daha çok dövüşün içerisinde dahil etmek için bir göz oyunu da oynanıyor. Çoğu zaman izleyici kendisini karşıdan ve ya yandan izleyen kişi olarak değil de arkadan izleyen kişi olarak buluyor. Hızı ön plana çıkartmak için de pek çok defa karakterlerin sahne dışına taştığını görüyoruz. İkinci kişi çizimleri ile de dövüşen kişinin yerine koyabiliyoruz kendimizi. Bu zamana kadar pek görülmemiş bir yöntem bu ancak benzeri bir yöntemi daha uzun soluklu bir dövüşte ileride görüyoruz. 

Dövüş sırasında sürekli değişen tempo ve genel olarak Kakashi'nin elinde gibi gözüken bu duruma her an bir değişiklik geleceğini hissedebiliyoruz. Arka planın azlığı sayesinde göze çarpacak bir yanlışta olmuyor.  Üç boyutlu çizimler genelde izleyicinin gözüne karmaşık gözükse hatta beğenilmese bile karakterlerin öne çıkarılış şeklinden arka planı çok ender olarak izleyebiliyoruz. Bu değişken tempoya bir de geçmişteki güzel zamanları eklenince pek çok savaşta alamadığımız o saf dram hissini de alıyoruz. Serinin yapımcısı bile dövüşün ana mantığa ters olduğunu kabul ediyor bu noktada zira geçmişte olan şey olması gerekendi. Ana karakter için ana karakterin ideolojisini yok sayan bu dövüş sıralamada bir numarayı alıyor. 

Sizin fikriniz nedir? Burada görmek istediğiniz dövüşler var mı? Çekinmeden tartışalım.